Kitap Tanıtımı |
"Emersonun antika tutkusunu bastırabilecek tek bir şey vardır. O anda bu şeyi yapmak uygun gelmedi. Onu o karmaşanın ortasında mırıldanıp etrafı karıştırır halde bırakarak dükkânın ön tarafına açılan kapıya yavaşça, dehşetle yaklaştım. Ne bulacağımı biliyordum ve en kötüsüne hazırım sanıyordum. Yine de perdeyi açınca gördüğüm manzara elimi ayağımı ve dilimi dondurdu.
Önce o küçük odayı neredeyse tamamen dolduran kara, biçimsiz bir kütle gördüm. O kara şey hareket ediyor, hafif su akıntılarına tepki veren bir canavar gibi usulca salınıyordu. Bir altın parıltısı, anlık bir kızıllık... Gözlerim karanlığa alıştıkça ayrıntıları şeçebilmeye başladım... Parlak yüzüklerle kaplı bir el... Bir surat. İnsanlıktan çıkmış, hiç tanımadığım bir surat. Kara ve şişkin bir surat, siyah dili korkunç bir biçimde alay edercesine dışarı çıkmış, pörtlemiş gözleri kan çanağı...
Dehşetle çığlık attım. Emerson hemen yanımda belirdi. Elleri omuzlarımı acıtacak kadar sıktı. 'Gel Peabody. Bakma.'
Ama bakmıştım ve o görüntünün rüyalarıma gireceğini biliyordum: Kendi dükkânının tavan kirişine asılmış halde, kanatlı bir gece canavarı gibi öne arkaya sallanan... Abdüllatif."
Elizabeth Petersın Mısır Polisiyeleri dizisi Kumsaldaki Timsah ve Firavunların Laneti'nden sonra yepyeni bir macerayla devam ediyor. |