Kitap Tanıtımı |
Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz. Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için, fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allahın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Ben temiz el ödülü almış bir kardeşinizim. Bu, yolsuzluğa bulaşmamış el demek.
Dava adamları kendi hayatlarını tam bir mümin gibi düzene koyarken, ferdi şuurdan kolektif şuura geçişin metotlarını da geliştirmelidir. İslami şuurlanma edebiyat ve nazari mülahazalar olmaktan çıkıp yaşanan, canlı bir varlık olma niteliğine kavuşmalıdır.
Dava boş gurur ve hırsların tatmini için yapılan bir koşturmaca değil içtimai, iktisadi, siyasi ve beşeri hayatımızı Hakka uydurma davası olmalıdır.
Müslümanın iki ayrı hayatı olamaz. Maddi hayatını düzenlerken başka, manevi hayatını düzenlerken de başka bir felsefeye göre davranamaz. Sadece din ve ibadet konularına Allaha yönelik bir şahsi ve nefsi mesele olarak görmenin, ama siyasi, içtimai ve iktisadi meselelerde Allahı işe karıştırmamak felsefesiyle hareket etmenin insanı iki ruhlu, ikiyüzlü bir hayat anlayışına götürür. Müslümanın maddi ve manevi hayatında tam bir uyum ve ahenk olmalıdır.
Müslüman Türk gençliğine öncelikle küçük hesaplardan uzak olarak İslam iman ve ahlakı ile büyük işler başarmış bir milletin mensubu olmanın heyecanı, şuna veya buna benzemenin değil, kendi kendine benzemenin ve kendi kendini aşmanın şuuru verilmelidir. |