Kitap Tanıtımı |
Trablusgarp Savaşı, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve nihayet Lozan.
Düşünün ki, sizden yüzyıllardır yaşadığınız toprakları, evinizi barkınızı, bağınızı bahçenizi, hayvanlarınızı, kap kacaklarınızı hatta atalarınızın mezarlarını bırakıp gitmeniz isteniyor. İstenmiyor, emrediliyor. Bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yok; çünkü bu emir uluslararası bir antlaşmanın yasal gereği.
Yılmaz Gürbüz, bu romanında, son yıllardaki ihanetlere ışık tutacak, yüzyıl önceki ihanetleri ve Balkan Harbi bozgunuyla birlikte, Türklerin bir ana vatan kaybedişini, evladı fatihanın savaş ve muhaceret sebebiyle çekmiş oldukları acıları dile getirmektedir.
1923 yılında, tarihte ilk defa 500.000 Türk´le 1,5 milyon Rum´un mübadelesi, bir insanlık dramı ve faciası olarak bütün tarihî, sosyal ve iktisadi yönleriyle edebi bir çekicilik ve estetik akıcılık içinde romandaki kahramanların diliyle anlatılmaktadır. Balkanlar´dan Türkiye´ye gelen Rumeli muhaciri ve mübadili olan evladı fatihanın çocukları bugün on milyon civarındadır. Bu bakımdan, yazarın bu konudaki ilk eserini takdir eden Prof. Dr. İnci Enginün´ün, Acılar Masal Oldu eserini tanıtan yazısından iki cümleyi buraya alıyoruz: "Millî hayat tecrübeleri de tıpkı aile hatıraları gibi zamanla unutulur, uyuşur. Ama millî tecrübeler, bütün milleti ilgilendirdiğinden ve varlığımızı korumakla eş anlamlı olduğundan, onları bilmemiz, millî hafızayı boş bırakmamamız şarttır. Bu roman son derece ilgi çekicidir ve her Türk çocuğunun tekrar tekrar okuyacağı bir nitelik taşımaktadır." |