Kitap Tanıtımı |
Kurdeleyi paratonerin dibinde buldum. Kurbanlardan birine ait olamazdı. Bu kurdeleden Fransız'ın bir Malta gemisinin tayfası olduğu sonucunu çıkarmakta yanıldıysam eğer, ilanımdaki bu iddia ile bir zarar vermedim. Yanlışsam, onu daha fazla ilgilendirmeyen bir sebepten yanıldığımı düşünecektir. Ama haklıysam çok şey kazandık demektir. Cinayeti bildiğinden, suçsuz da olsa, orangutanı geri almak için ilana cevap vermeye çekinecektir ve şöyle düşünecektir. "Fakirim, masumum, orangutanım çok değerli, benim durumumdaki bir insan için bir servet değerinde. Neden aptalca bir korku için ondan vazgeçeyim, orada duruyor, onu kolayca geri alabilirim. Zaten orangutan cinayetlerin olay mahallinden çok uzakta, Bois'de Bologne'de bulmuşlar. Bu suça aklı ermeyen bir hayvanın işlediğine kim inanır? Polis çaresiz, en ufak bir ize rastlamadılar. Eğer hayvanın izini bulsalar bile bu cinayette sırdaş olduğumu ispat etmeleri imkânsız. Bunun sonucu da beni bir şeyle suçlayamazlar. Ama her şeyden önce benden haberdar olan biri var. Ilanı veren kişi benden hayvanın sahibi olarak bahsediyor. Gerçekte ne kadar bildiğini tam olarak bilemiyorum. Bana ait olduğu bilinen bu kadar değerli bir şeyi geri istemezsem, en azından hayvandan şüphelenirler. Dikkatleri kendim veya hayvanın üstüne çekmek aptallık olurdu. Bu ilana müracaat edeceğim. Orangutanı alacağım ve bu mesele unutulana kadar onu iyi bir şekilde saklayacağım." Tam o anda merdivende ayak sesleri duyduk. "Silâhınızı hazır tutun!" |