Kitap Tanıtımı |
İstanbul'da, Keçeci Piri Mahallesinde ikamet eden Abdullah kızı Ayşe bizzat kadıya giderek, kocasından aralarında "hüsn-i muaşeret" olmadığı için boşanmak istediğini bildirmişti. Halep'teki en büyük vakıflardan birinin kurucusu olan Muhammed Şerif el-İmadi öldüğünde, kadı, İmadi'nin kızı Zeyneb'i babasının vakfına mütevelli atadı. Ulabi vakfında denetimi elinde bulunduran kişi Hasan kızı Hibetullah'tı. Osmanlı İmparatorluğu'nun uçsuz bucaksız sınırları içindeki kadınlar şimdiye kadar düşünülenin tersine evlerine kapanmış, toplumdan yalıtlanmış değillerdi; özellikle Osmanlı kadı sicilleri kadınların çeşitli sosyal ve iktisadi sorunlarda bizzat kamu alanına çıktıklarını gösteriyor. On dört Ortadoğu tarihçisinin makalelerinden oluşan bu derleme, Osmanlı dünyasındaki kadınların modernleşmenin eşiğindeki tarihlerini irdeleyen yeni, çığır açan bir çalışma. Derlemenin amacı, Osmanlı döneminin ortalarına denk düşen yüzyıllarda, 17. yüzyıl ile 19. yüzyıl başları arasında, Avrupa devletlerinin bölgeye el atmasından ve Osmanlı rejiminin başlattığı "modernleşme reformları"ndan önce, özellikle Müslüman kadınların yaşadığı deneyimin tarihini yeniden inşa etmeye çalışmak. (Arka Kapak) |