Kitap Tanıtımı |
Kent olgusunu moderniteden bağımsız okumak mümkün değildir. Zira sosyoloji de modernitenin insan ve insanlar veya toplum profiliyle meşguldür. Kent ise bu topluluk ve toplumların mekân tezahürlerinin adıdır. Dolayısıyla moderniteden kopuk bir toplum algısı geliştiremeyeceğimiz gibi, kent tasavvuru anlatısı da boşlukta kalacaktır.
Kent sosyolojisi disiplin olarak, Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan yönlere sahip olarak şekillendi. Kent sosyolojisinin ana sorunu ya da odaklandığı mesele, modern kent toplumlarının yapısal özellikleri ve sorunlarıdır. Toplumsal dokuyu, kentin şekillenmesi ve yeni yapılanmadaki insan ve toplum olgusu üzerinden okumaktadır. Kent sosyolojisi alanı içinde, belirli bir yöntemsel tercihle araştırmacılar, kentte meydana gelen sosyal gruplaşmaları, bu grupların birbirleriyle olan ilişkilerini, etkileşim ve çatışmalarını, kentsel kurumlaşmaları ve örgütlenme biçimlerini, demografik dağılımın sosyal bağlantılarını ve söz konusu grupların kent sosyal yaşamına uyum problemleri, kentlere göç olgusu ve sorunları ve kentsel dönüşüm projeleri gibi konular yer alır. |