Kitap Tanıtımı |
Bernd Nicolai'ın 1998 yılında Almanca basılan Moderne und Exil kitabı, Mimarlar Odası Yayınları tarafından Yüksel Pöğün Zander'in çevirisiyle en nihayet Türkçe'ye kazandırıldı. Kitap ilk basıldığında erken Cumhuriyet dönemi Türkiye mimarlığı konusunda Almanya, Avusturya ve İsviçre'deki arşiv belgelerini kullanarak yazılmış tek kitap olma özelliğini taşıyordu. Nicolai'ın sunduğu belgelerle ortaya çıkardığı gibi, Türkiye mimarlığı konusunda bilinmeyen birçok proje ve inşa edilmiş binaları anlamlandırmamızı sağlayan çoğu bilgi, Orta Avrupa arşivlerinde gizliydi. Kitap, Türkiye mimarlığı tarihi açısından bir ilk olduğu kadar, Almanya mimarlık tarihi için de önemli bir açığı kapatıyordu. Nasyonal Sosyalist rejimin 1933'te yükselmesiyle Almanya dışına göç etmek durumunda kalmış mimarlardan Mies van der Rohe, Walter Gropius gibi Amerika Birleşik Devletleri'ne gidenlerin mimari kariyerleri hakkında gerek İngilizce gerek Almanca sayısız yayın varken, Türkiye gibi "Doğu" ülkelerinde yaşamış olanların bu tecrübeleri konusunda monografların sonuna eklenen birkaç kısa cümle ve ufak tefek resim dışında pek bir bilgi bulunmuyordu. Modern ve Sürgün bölümlerini teker teker bu mimarların Türkiye'de geçirdiği yıllara adıyor. Kitap, sırasıyla Robert Oerley, Ernst Egli, Clemens Holzmesiter, Hermann Jansen, Martin Elsaesser, Martin Wagner, Hans Poelzig, Bruno Taut, Margarete Schütte-Lihotzky, Wilhem Schütte, Robert Vorhoelzer ve Paul Bonatz için ayrılan bölümlerle kurgulanıyor. Nicolai bu bölümleri birarada tutan çerçeveyi ise "sürgün" kavramı olarak kuramlaştırıp, "Giriş" bölümünde kitabını modern mimarlığın sürgün tarihine bir katkı olarak öne çıkarıyor.
Kitabın sayfalarında okuyucu Türkiye mimarlık tarihi açısından çok sayıda detaylı bilgi, proje ve ilginç anektod bulacaktır. Kitap, fotoğrafları ve görsel belgeleri ile de çok önemli bir kaynak. Hem görülmemiş arşiv fotografları, hem 1995 yılında bu kitap için profesyonelce çekilmiş fotoğrafların katkısı çok büyük. Bunlar arasında özel izinler alarak devlet yapılarının içlerine girenler ya da Cumhurbaşkanlığı Köşkü gibi yaklaşılması zor binalara yaklaşanlar kuşkusuz çok önemli kaynaklar sunuyor. |