Kitap Tanıtımı |
Genelde Zazaca konuşan Kızılbaşlar, türlü baskılardan dolayı yakın bir zamana kadar cem evi inşa edemediklerinden, ibadetlerini “mekân” ya da “dam” adı verilen cem odalarında yapmaya uzun bir süre daha devam etmişlerdir. Bazı büyük evlerin geniş bölümleri sadece cemler için ayrılmışsa da hangi evde cem olacağı birçok tehlikeye karşı biz çocuklardan bile gizli tutulduğundan, bir ceme katılmam maalesef çocukluğumdan çok sonraya denk gelmişti. Bir köyde, eski adı Şebge olan Yeşilyaka köyünde ömrüme eklenen o ilk cem gecesi ise bir musahiplik cemiydi. O zaman, bekâr iki erkeğin ikrar vermesine tanık olurken o ikrarla aynı anda baş gösteren yasağı da tüm şiddetiyle hissetmiş ve Miyase ile Teberdar'ı yazmaya karar vermiştim. (Tanıtım Bülteninden) ) |