Kitap Tanıtımı |
"Benimle oynamıyorsan eğer sev beni... Hislerini
benden uzak tutacak başka bir kadın olmadığını
biliyorum artık. İçimi zehirleyen o çirkin şüpheden
beni kurtar, yanılt beni! Ruhum, kalbim, seni
gördüğüm andan beri hep senindi. Vücudumu da al,
her şeyimle senin olayım.
Sema Tahsin'in önünde diz çökmüş, kollarının bütün
kuvvetiyle dizlerine sarılmış, yalvarıyordu. Tahsin'in
yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu. Çene kemikleri
kasılmış, anlamsız gözler ile; ayaklarına kapanmış,
yüzü yaş içindeki Sema'ya bakıyordu. İçinden
korkunç bir savaş verdiği her hâlinden belliydi."
"15 uzun yıl geçmişti o yağmurlu akşamın üzerinden.
Neden? Niçin? Yaşamın karşı gelinmez akıntılarına,
bizleri hangi görünmez güçler atıyor? Geriye yolu
olmayan, hep ileriye doğru, hep aynı kaderin
çizgisinde akan çalkantılı sular..."
İstanbul'un yoksul bir semtinde yağmurlu bir
akşamda başlayan bu roman, Sema'nın zengin ve
dünyaca ünlü bir kadın olan Mina'ya dönüşmesinin,
hayallerin gerçeğe kavuşmasının yaşanmış hayat
hikâyesidir.
Şartların acımasızlığı ve imkânsızlıklar içinde kendi
cevherini keşfetmeden, ışıldamadan bu dünyadan
ayrılacakken uzanan bir el ile filmlere konu olacak
kadar değişen bir hayata tanık olacağınız ve
hayallerine kavuşmak için ödediği bedellerle
olgunlaşan bir genç kızın kalbine dokunacağınız bu
satırlarda yeni bir hayatı deneyimleyecek, şaşıracak,
üzülecek, kızacak ve belki de her kalp çarpıntısında
kendinizi bulacaksınız. |