Kitap Tanıtımı |
... Müzeler, bir ülke zenginliğinin göstergeleri gibi sunulurlar ya, benim için müzeler, tıpkı kütüphaneler gibi, insanlığımızın insan oluşumuzun belleğidirler. Hiç mi hiç önemi yoktur benim için, müzenin parasal değerinin. Benim için onu değerli kılan, duvarlarda akıp giden insanlık serüvenidir, bir insanın serüvenidir. O serüvenin yaşanmışlığının kanıtıdır müzeler ve orada durdukları sürece de yaşatmayı sürdürürler.
Müzeler nasıl bir bellekseler, nasıl yaşam kanıtıysalar, yaşatıyorlarsa bir kişinin, bir çağın, bir ülkenin insanlık kanıtını, müzeleri de yaşatanlar, o müzeler üzerine yazılmış kitaplar ya da müzelerin kataloglarıdır. Hem "duvarsız müzeler" değil midir kitaplar, Malraux`nun bundan nerdeyse kırk yıl önce söylediği gibi? Öyleyse, müzeden çıkarken aldığımız bir kitap, müzeyi taşıyacaktır evimize. Bir bakıma ayrılmamış olacağız o müzeden, kitap yanımızda durduğu sürece.
Şimdi biliyorum ki, bundan sonra Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi`nden çıkarken, artık o garip hüznü, o garip yoksunluk duygusunu hiç mi hiç duyumsamayacağım. Bileceğim ki Müze evimde, elimin altında.. Dilediğim saatte, açıp kapağını (duvarsız, kapısız) başlayabileceğim yeniden dolaşmaya...
(Müzeyi Yaşamak... Müzeyi Yaşatmak`tan...) |