Kitap Tanıtımı |
Halk inançlarının yansıtıldığı türlerin başında gelen ve belki de “masal”dan sonra en çok dikkat çeken tür veya türlerden biri olan efsaneler; geçmişi çağdaşlaştıran, yaşanan dönemi tarihselleştiren, milliyetçilik duygularını tetikleyen, geçmişte yaşamış liderleri şimdikilerle kıyaslayan, kavrama ve algılamayı şekillendiren, duygu ve düşünceleri yönlendiren, toplumun kolektif hareket etmesini sağlayan, etnik ve kolektif kimliklerin oluşumunu etkileyen, faşist saldırılarda ve soykırımsal eylemlerde rol üstlenen, devletlerin “ulus” olmasını sağlayan, emperyalist tutkuları tetikleyen, politik, dinî ve sosyal alanlarda etkili olan bir araç olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır. Sırpları “ulus” yapan unsurlardan biri de efsanelerdir. Sırpların Müslümanlara karşı sistemli saldırılarının arkasında, Kosova Efsanesinin etkisi olduğu ortadadır. Yugoslavya döneminden sonra ortaya çıkan şiddet yanlısı katliamlar, yaklaşık 600 yıl önce meydana gelen Kosova Savaşına müteakiben oluşturulmuş bir efsanenin ürünüdür. Bu efsane, 1389’da Kosova Ovası’nda Sırp Prens Lazar’ın başında bulunduğu Hıristiyan kuvvetlerinin Osmanlılara yenildiği bir savaşın efsanesidir. Sırpların Kosovayı “Balkanlardaki Kudüs” olarak görmelerine sebep olan efsanedir. Bu efsane, “Milliyetçiliğin Efsanesi”dir. (Tanıtım Bülteninden) ) |