Kitap Tanıtımı |
Diyarbakır, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele esnasında işgale maruz kalmamasına rağmen savaştan ciddi anlamda etkilenmiştir. Vilayetin,
I. Dünya Savaşı sırasında önemli bir tehcir güzergâhı olması, disipline gelmeyen aşiretlerin taşkınlıkları ve Kafkas Cephesi'ndeki yenilgiler nedeniyle binlerce Müslüman mültecinin şehre akın etmesi ciddi mağduriyetler oluşturmuştur. İngilizler, Mondros Mütarekesi'nden sonra Suriye ve Irak'ın yanı sıra işgal bölgesine Güneydoğu Anadolu vilayetlerini de katmayı hedeflemiştir. Bu arada İngilizlerden sonra Antep, Urfa ve Maraş'ı işgal eden Fransızlar da Diyarbakır'ı işgal girişiminde bulunmuş ve bu amaçla Ermenilerden istifade etmeye çalışmıştır. Diyarbakır'ı işgal bölgesine katamayan İngilizler, bölgedeki aşiretleri ve Kürt Teâli Cemiyeti mensuplarını kendi politikaları doğrultusunda yönlendirmiştir. Bu amaçla sürekli olarak Kürtleri, Osmanlı Devleti ve Türkler aleyhinde yönlendirmeye çalışmıştır. Böylece halk arasında yerleştirecekleri olumsuz düşüncelerle halkın devlete olan aidiyet bağını kırarak ve Kürtçülük cereyanını kamçılayarak kendi himayesi altında bir Kürt devleti kurmayı amaçlamıştır. Ancak Diyarbakır merkezli 13. Kolordu Kumandanlığı'nın zamanında gerekli tedbirleri alması ve Diyarbakır ahalisinin onurlu duruşu üzerine İngilizler ve Fransızlar amacına ulaşamamıştır. Mondros Mütarekesi sonrasında vilayetin muhtemel bir İngiliz ve Fransız işgaline karşı Diyarbakır ahalisi, 13. Kolordu Kumandanlığı'nın yanında yer almış ve Millî Mücadele lehinde örgütlenmiştir. Başta din adamlarının teşvîk ve samimiyeti ile oluşan bu irâde, bir yandan halkı işgallere karşı dinamiktutarken diğer taraftan bölgede Ermeniler ve ayrılıkçı Kürtler lehine oluşturulmak istenen planları suya düşürmüştür. Diyarbakır halkı, büyük çoğunluğu itibarı ile Millî Mücadele safında yer almış ve tüm bölge halkı gibi ?yüzyıllardan beri Osmanlı olduklarını" belirterek emperyalist devletlerin taleplerine hayat hakkı tanımamıştır. |