Milletlerarası Tahkim
ISBN 9786059263207
Yayınevi Vedat Kitapçılık
Yazarlar Ziya Akıncı (author)
Kitap Tanıtımı Kitabın dördüncü basısını hazırlamak, tahkim alanındaki yeni gelişmeleri ve değişiklikleri incelemek açısından yararlı olmuştur. Türk Hukukunda tahkim alanındaki en büyük gelişmelerden bir tanesi 6570 Sayılı Kanun ile İstanbul Tahkim Merkezi'nin kurulmasıdır. Bu sebeple, kitabın yeni basısında İstanbul Tahkim Merkezi Kuralları ele alınmıştır. İstanbul Tahkim Merkezi kısa bir süre önce kurulmasına rağmen hem özel hem de kamu sektöründeki uygulamacılar açısından büyük bir ilgi ile karşılanmış ve şimdiden önemli sayıdaki sözleşmelerde uyuşmazlıkların İstanbul Tahkim Merkezi'nde çözümlenmesi kararlaştırılmıştır. İstanbul Tahkim Merkezi kurallarının kabulünden çok kısa süre sonra ilk milletlerarası tahkim davasına ev sahipliği yapmıştır. İstanbul Tahkim Merkezi'nin hem iç uyuşmazlıklar açısından hem de milletlerarası uyuşmazlıklar açısından önemli bir tahkim merkezi olması beklenmektedir. İşte kitabın bu basısında, İstanbul Tahkim Kuralları'nın uygulandığı tahkim yargılamaları, tahkim başvurusundan, hakem seçimine; yargılamanın yapılmasından, kararın verilmesine kadar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. İstanbul Tahkim Merkezinin başarılı olması, iş dünyası kadar hukukçular açısından da Türkiye'ye önemli fırsatlar doğuracaktır. 6100 Sayılı Kanun ile HMK'nın yürürlüğe girmesiyle UNCITRAL Model Kanun, iç tahkimi düzenleyen hükümlerin de kaynağı haline gelmiştir. Böylece Türk hukukunda hem iç hem de milletlerarası tahkim mevzuatının temeli UNCITRAL Model Kanuna dayanmaktadır. Bu durum, Türk Hukukunu mevzuat açısından çağdaş hukuk sistemleri ile ortak bir noktaya getirmiştir. Kuşkusuz en az mevzuat kadar önemli olan, Türk yargı kararlarının çağdaş hukuk sistemleri ile aynı doğrultuda olmasıdır. Kitabın bu basısında Türk Hukukunda tahkim alanındaki yeni yargı kararları ele alınmış ve incelenmiştir. Kitabımızın yeni basısının hazırlanmasında her zaman olduğu gibi büyük bir fedakârlıkla çalışan Av. Selda Taşyürek'e gayretleri için teşekkür ederim. Ayrıca, bu çalışmanın basılarak okuyucuya ulaşmasını sağlayan Vedat Yayınevi'ne de şükranlarımı sunarım. İstanbul, 2016 Prof. Dr. Ziya Akıncı Giriş Milletlerarası ticarî ilişkilerin giderek yoğunlaştığı bir dünyada, milletlerarası ticarî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği sorunu gittikçe önem kazanmaktadır. Bugün için yeryüzünde milletlerarası ticarî uyuşmazlıkların çözümlenmesi için kurulmuş ve milletlerüstü(supra-natinaonal) seviyede görev yapan bir mahkeme bulunmamaktadır. Bu sebeple, milletlerarası ticarî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklar için devlet yargısına başvurulduğu zaman, yine millî mahkemeler yetkili ve görevli olacaktır. Bununla beraber, belirli bir devletin millî mahkemelerinin, farklı ülkelerde yerleşik taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmekte yetkili olması, gerek tarafsızlık, gerekse milletlerarası ticaretin özel uzmanlık gerektiren konuları hakkında bilgi sahibi olma bakımından tereddüt yaratabilir. İşte, milletlerarası tahkim kurumu, bu gibi kaygıları önemli ölçüde ortadan kaldırdığı için, milletlerarası ticaret uygulamasında tercih edilmektedir. Milletlerarası tahkim kavramı Türk Hukuku'nda çok boyutlu olarak tartışılan bir konu olmuştur. Bu çalışmada, milletlerarası tahkim kavramı ve özellikle Türk Hukuku'nda bu alandaki yeni bir düzenleme olan Milletlerarası Tahkim Kanunu incelenmiştir. Yine bu konuyu tamamlayıcı nitelikte olmak üzere, Türk Hukuku'nun yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi konusundaki yaklaşımı açıklanmıştır. Çalışmamızın birinci bölümünde, genel olarak tahkim kavramı üzerinde durulmuştur. Bu bölümde, tahkim kavramı ve tahkim kavramının benzer diğer bazı kavramlardan farkları açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bölümde ayrıca, Türk tahkim mevzuatı üzerinde durulmuştur. Türk tahkim mevzuatı kapsamında, tahkim ve milletlerarası tahkim ile ilgili kanunlarımız incelenerek, Türkiye'nin milletlerarası tahkim alanında akdetmiş olduğu milletlerarası sözleşmeler açıklanmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde, Milletlerarası Tahkim Kanunu üzerinde durulmaktadır. Milletlerarası Tahkim Kanunu'ndan önceki dönemde Türk hukukundaki, milletlerarası tahkimle ilgili düzenlemeler, yabancı hakem kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfiziyle ilgili olup, genel olarak milletlerarası tahkime uygulanacak bir düzenleme bulunmamaktaydı. Bu sebeple, yeni Milletlerarası Tahkim Kanunu'ndan önce, yabancı unsurlu olsun veya olmasın, Türkiye'deki bir tahkim, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na tâbi olmaktaydı. Yabancılık unsuru dolayısıyla iç uyuşmazlıklardan farklı nitelikli olan ilişkilerin, yerli hakem kararlarının tâbi olduğu kurallar yerine, Milletlerarası Tahkim Kanunu'na tâbi olması, Türk tahkim hukuku bakımından olumlu bir gelişme olmuştur. Milletlerarası Tahkim Kanunu'nda dikkati çeken en önemli yeniliklerden biri, Kanun'un kapsamının belirlenmesinde dikkate alınan esaslardır. Özellikle, yabancı unsur kavramının bu Kanun'da, klâsik devletler özel hukukundan farklı ve geniş bir şekilde düzenlenmiş olması, Milletlerarası Tahkim Kanunu'na oldukça geniş bir uygulama alanı vermektedir. Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun esas prensiplerinden bir tanesi, mahkemelerin hakemlere müdahalesini en az seviyeye indirmek olmuştur. Bununla beraber, bazı durumlarda hakemlerin devlet yargısından yardım isteyebilme olanakları da bu bölüm içerisinde incelenmiştir. Bu bölümde incelenen bir başka önemli konu, hakem seçimidir. Milletlerarası Tahkim Kanunu'nda hakemlerin sayısı ve seçimi konusunda ne gibi düzenlemeler getirildiği ve hakemlerin bağımsızlık ve tarafsızlığından ne anlaşılması gerektiği, yine bu bölüm içerisinde ele alınmıştır. Tahkimde davanın açılması, tahkim süresi ve uzatılması, dava ve cevap dilekçelerinin verilmesi, görev belgesi hazırlanması, esasa ve usule uygulanacak hukuk, hakemlerin karar vermesi, yine bu bölümün kapsamı içerisinde ele alınan konulardır. Bu bölümde incelenen bir başka önemli konu, hakem kararına karşı başvurulabilecek kanun yollarıdır. Burada, başvurulacak kanun yollarının neler olduğunun yanı sıra, hangi durumların hakem kararının geçerliliğini etkilediği konusu ele alınmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde, hakem kararlarının tanı