Kitap Tanıtımı |
Milletlerarası ticarî ilişkilerin giderek yoğunlaştığı bir dünyada, milletlerarası ticarî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği sorunu gittikçe önem kazanmaktadır. Bugün için yeryüzünde milletlerarası ticarî uyuşmazlıkların çözümlenmesi için kurulmuş ve milletlerüstü (supra-natinaonal) seviyede görev yapan bir mahkeme bulunmamaktadır. Bu sebeple, milletlerarası ticarî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklar için devlet yargısına başvurulduğu zaman, yine millî mahkemeler yetkili ve görevli olacaktır. Bununla beraber, belirli bir devletin millî mahkemelerinin, farklı ülkelerde yerleşik taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmekte yetkili olması, gerek tarafsızlık, gerekse milletlerarası ticaretin özel uzmanlık gerektiren konuları hakkında bilgi sahibi olma bakımından tereddüt yaratabilir. İşte, milletlerarası tahkim kurumu, bu gibi kaygıları önemli ölçüde ortadan kaldırdığı için, milletlerarası ticaret uygulamasında tercih edilmektedir.
Milletlerarası tahkim kavramı Türk Hukukunda çok boyutlu olarak tartışılan bir konu olmuştur. Bu çalışmada, milletlerarası tahkim kavramı ve özellikle Türk Hukukunda bu alandaki yeni bir düzenleme olan Milletlerarası Tahkim Kanunu incelenmiştir. Yine bu konuyu tamamlayıcı nitelikte olmak üzere, Türk Hukukunun yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi konusundaki yaklaşımı açıklanmıştır.
Çalışmamızın birinci bölümünde, genel olarak tahkim kavramı üzerinde durulmuştur. Bu bölümde, tahkim kavramı ve tahkim kavramının benzer diğer bazı kavramlardan farkları açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bölümde ayrıca, Türk tahkim mevzuatı üzerinde durulmuştur. Türk tahkim mevzuatı kapsamında, tahkim ve milletlerarası tahkim ile ilgili kanunlarımız incelenerek, Türkiyenin milletlerarası tahkim alanında akdetmiş olduğu milletlerarası sözleşmeler açıklanmıştır.
Çalışmamızın ikinci bölümünde, Milletlerarası Tahkim Kanunu üzerinde durulmaktadır. Milletlerarası Tahkim Kanunundan önceki dönemde Türk hukukundaki, milletlerarası tahkimle ilgili düzenlemeler, yabancı hakem kararlarının Türkiyede tanınması ve tenfiziyle ilgili olup, genel olarak milletlerarası tahkime uygulanacak bir düzenleme bulunmamaktaydı. Bu sebeple, yeni Milletlerarası Tahkim Kanunundan önce, yabancı unsurlu olsun veya olmasın, Türkiyedeki bir tahkim, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbi olmaktaydı. Yabancılık unsuru dolayısıyla iç uyuşmazlıklardan farklı nitelikli olan ilişkilerin, yerli hakem kararlarının tâbi olduğu kurallar yerine, Milletlerarası Tahkim Kanununa tâbi olması, Türk tahkim hukuku bakımından olumlu bir gelişme olmuştur.
Milletlerarası Tahkim Kanununda dikkati çeken en önemli yeniliklerden biri, Kanunun kapsamının belirlenmesinde dikkate alınan esaslardır. Özellikle, yabancı unsur kavramının bu Kanunda, klâsik devletler özel hukukundan farklı ve geniş bir şekilde düzenlenmiş olması, Milletlerarası Tahkim Kanununa oldukça geniş bir uygulama alanı vermektedir.
Milletlerarası Tahkim Kanununun esas prensiplerinden bir tanesi, mahkemelerin hakemlere müdahalesini en az seviyeye indirmek olmuştur. Bununla beraber, bazı durumlarda hakemlerin devlet yargısından yardım isteyebilme olanakları da bu bölüm içerisinde incelenmiştir. Bu bölümde incelenen bir başka önemli konu, hakem seçimidir. Milletlerarası Tahkim Kanununda hakemlerin sayısı ve seçimi konusunda ne gibi düzenlemeler getirildiği ve hakemlerin bağımsızlık ve tarafsızlığından ne anlaşılması gerektiği, yine bu bölüm içerisinde ele alınmıştır.
Tahkimde davanın açılması, tahkim süresi ve uzatılması, dava ve cevap dilekçelerinin verilmesi, görev belgesi hazırlanması, esasa ve usule uygulanacak hukuk, hakemlerin karar vermesi, yine bu bölümün kapsamı içerisinde ele alınan konulardır. Bu bölümde incelenen bir başka önemli konu, hakem kararına karşı başvurulabilecek kanun yollarıdır. Burada, başvurulacak kanun yollarının neler olduğunun yanı sıra, hangi durumların hakem kararının geçerliliğini etkilediği konusu ele alınmıştır.
Çalışmamızın üçüncü bölümünde, hakem kararlarının tanınması ve tenfizi kavramları üzerinde durulmuştur. Bu bölümde öncelikle, yabancı hakem kararlarının tanıması ve tenfizine hangi kuralların uygulanacağı konusu üzerinde durulmuştur. Ayrıca, hangi kararlarının tanınması ve tenfizinin söz konusu olacağını belirlemek için, yabancı hakem kararı kavramından ne anlaşılması gerektiği, öğreti ve mahkeme kararları dikkate alınarak incelenmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ile ilgili olarak özellikle New York Sözleşmesinin hükümleri incelenerek, hakem kararlarının tenfiz usulü ve hakem kararının tenfizine engel olan durumlar ele alınmıştır. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi ile ilgili olarak Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda yer alan hükümler de incelenmiş, özellikle bu hükümlerin New York Sözleşmesi ile birlikte nasıl uygulanacağı konusuna yer verilmiştir. Ayrıca, her iki düzenlemenin benzer ve farklı yönleri dikkate alınarak, karşılaştırma yapılmıştır.
Üçüncü Baskıya Önsöz
Kitabın son basısından itibaren gerek Türk ekonomisi gerekse tahkim mevzuatında ve uygulamasında önemli değişiklikler olmuştur. Türkiye ve çevre ülke ekonomilerindeki gelişmeler milletlerarası tahkimi Türkiye açısından daha da önemli hale getirmiştir. Türkiyenin özellikle Ortadoğu, BDT ve Afrika pazarlarında giderek daha aktif rol oynaması, milletlerarası uyuşmazlıkların çözüm yolu olarak tahkime daha çok müracaat edilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Türkiye ve çevre ülkelerdeki bu gelişmeler İstanbul Tahkim Merkezi fikrinin uygulamaya geçmesinde etkili olmuştur. İstanbulda finans merkezi ile birlikte bir tahkim merkezi kurma fikri uygulamaya konulmuştur. İstanbul Tahkim Merkezi önümüzdeki on yıl içinde milletlerarası tahkim uyuşmazlıkları açısından bir cazibe merkezi olmaya adaydır.
Bu arada 6100 Sayılı HMKnın kabulü ile usul kanunumuzun tahkime ilişkin kuralları değiştirilmiştir. HMKnın tahkim ile ilgili kuralları dikkate alınırken MTKda olduğu gibi UNCITRAL Model Kanun esas alınmıştır. Hem MTK hem de HMKnın UNCITRAL Model Kanununa dayanması, gerek yerli gerekse milletlerarası tahkim için tek bir kanun ol |