Kitap Tanıtımı |
GİRİŞ İçinde yabancı unsur bulunan hukuki ilişkilere ve olaylara hangi devletin hukukunun uygulanacağını gösteren kuralları içeren hukuka milletlerarası özel hukuk veya kanunlar ihtilafı hukuku denilmektedir. Milletlerarası özel hukuk, çeşitli devletlerin iç hukuk kurallarının, yabancı unsur taşıyan ihtilaflarda uygulama alanını belirleyen kurallardan meydana gelmektedir. Devletlerin bir kısmında anılan nitelikteki kurallar özel bir kanunda toplanmış olduğu halde bazılarında dağınık kanunlarda ve yetersiz şekilde düzenlenmiştir. Bununla beraber, günümüzde özel hukuk alanında milletlerarası bireysel ilişkilerin yoğunlaşması, Avrupa Topluluğunun kurulup yaygın işlerlik kazanması, Topluluğa dahil üye ve ortak üyelerin vatandaşları başta olmak üzere yabancıların yerleşme ve çalışma alanlarının giderek genişlemesi hatta ihtiyacın karşılanması için dünya çapında işgücü ithaline başvurulması zo-runluluğunun ortaya çıkması gibi olgular, bu alanda kanunlaştırma ve reform hareketlerinin artmasına sebep olmaktadır. Yeni kanunların, tasarıların ve reform çalışmalarının dikkati çeken yanı şöyle ifade edilebilir: Özel hukuka giren belli başlı alanlar için öngörülen kurallar yanında önemleri sebebi ile banka, borsa ve sigorta işlemleri, tüzel kişilerin ve özellikle ortaklıkların kişisel statüleri, iş sözleşmeleri, iflas, tahkim ve tüketicinin korunması gibi konularda da gösterici kurallar düzenlenmektedir. Son yıllarda art arda yapılan bu çeşit çalışmalar, düzenleme ve reformun artan bir ihtiyaç haline geldiğini göstermektedir. İspanyada 1974 Medenî Kanun değişikliği, Avusturyada 1978 kanunu, Almanyada 1980den itibaren ortaya konulan çeşitli tasarılar ve 1986 kanunu, İsviçrede 1978 ve 1982 tasarıları ve 1987 kanunu, Türkiyede 1982 ve 2007 de yürürlüğe giren Kanunlar ile İtalyada 1995 tarihli Medeni Kanun (MK) reform kanunu ve 1996 Liechtenstein kanunu ve başka yeni kanunlar bu ihtiyacı doğrulamaktadır. Milletlerarası özel hukukta kanunlaşma süreci devam etmektedir. Özellikle Doğu Bloku ülkelerinin ve Asyada bazı ülkelerin özgürlüklerini kazanmaları farklı yönleri olsa bile yeni milletlerarası özel hukuk kanunlarının yapılmasının başlıca gerekçesi olmaktadır. ONBİRİNCİ BASIYA ÖNSÖZ Kitabın 11. basısı dördüncü yılını geride bırakan 5817 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, yani yeni MÖHUK etrafında gerçekleşen teorik ve dogmatik gelişmeleri içeriyor. Bu dört yıl içinde milletlerarası özel hukuka ilişkin sadece ders kitapları yayımlanmakla kalmadı, bu alan monografiler ve özellikle genç araştırıcıların ve bilim insanlarının tezleri ile yeni yaklaşımlara konu oldu. Gelmekte olan kuşağın araştırıcılarının bu alandaki çalışmalarını sadece temel esaslar açısından ele almayıp, bilimsel bir yöntem ve zengin kaynaklar eşliğinde derin incelemelere yönlendirmelerini büyük bir memnuniyetle tespit ediyorum. Bu sebeple onbirinci basıda bir genç bilim insanı, Doç. Dr. Ayfer Uyanık Çavuşoğlu, katkılarıyla yerini aldı. Dikkatli çalışması ve yorulmak bilmez enerjisi ile bu yeri koruyacağına inanıyorum. Milletlerarası Özel Hukuk Bağlama Kurallarının bu basıda, yabancı ülkelerdeki gelişmeler bağlamında duruşunu da açıklamak yararlı olacaktır. Kitap, diğer basılarda da olduğu gibi, milletlerarası çalışmaları, teori ile içtihat hukukundaki gelişmeleri yansıtmayı, bu suretle Türk hukukuna katkıda bulunmayı ana amaç olarak kabul etmiştir. Ancak okuyucu, Türk milletlerarası özel hukukunun AB bağlamındaki Avrupalaşması akımının, kitabımızı pek etkilemediğini gözlemleyecektir. Oysa, Alman, Avusturya, Fransız, İtalyan ve hatta gelenekçi İngiliz milletlerarası özel hukuk kitaplarında bu boyutun çok etkin olduğuna ve Avrupalaşma baskısının çok arttığına değinmek şarttır. Ancak bu akımın hakimiyeti altına girmek için, AB ile müzakere yapmak yetmez, tam üye olmak gereklidir. Bununla beraber 11. basının Roma I ve IInin etkilerini yansıtmakta olduğu söylenmelidir. Tüm düzenlemeler, dizin ve düzeltmelerde emeğini esirgemeyen Sayın Sami Abbasa ve kitabın büyük bir özenle basılmasında Vedat Kitapçılık çalışanlarını temsilen Sayın Vedat Carbaşa şükranlarımı sunuyorum. Gülören Tekinalp Kalamış, Fenerbahçe Ekim, 2011 İÇİNDEKİLER Önsöz |