Kitap Tanıtımı |
Adamın birisi geldi, bir sevgilinin kapısını çaldı. Sevgilisi içerden;"Ey güvenilir kişi, kimsin?" diye seslendi. Kapıyı çalan; "Benim." deyince, sevgilisi; "Git." dedi. "Senin için içeri girme zamanı değildir. Böyle bir nimetler sofrasında ham kişinin yeri yoktur," Ham kişiyi, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir? İki yüzlülükten onu ne kurtarabilir? O zavallı adam kapıdan döndü, tam bir yıl yollara düştü, sevgilisinin ayrılığı ile yandı, yakıldı. O yanık âşık ayrılık ateşi ile pişerek döndü geldi, dostun evi etrafında yine dolaşmaya başladı. Ağzından sevgiliyi incitecek bir söz çıkmasın diye, yüzlerce korku ile kapının halkasını vurdu. Sevgilisi içerden "Kapıyı çalan kimdir?"diye bağırdı. Adam şöyie dedi:
-Ey gönlümü almış olan! Kapıdaki de sensin."cevabını verdi. Sevgilisi cevap verdi:
-Madem ki şimdi'sen"ben'sin. Ey'ben'; içeri gir. Bu ev dardır. Bu evde iki'beni alacak yer yoktur. İğneden geçirilecek iplik, iki ayrı iplik olursa, ucu çatallaşır da iğneden geçmez. Madem ki, sen tek katsın, birsin; gel bu iğneden geç. Allah, her gün, her an yeni bir iştedir. Onun elinde, her olmayacak şey olacak hale gelir. Her baş kaldıran, her azgın, onun korkusu ile yatışır, sakin olur. Sen anadan doğma körleri, verem hastalarını birtarafa bırak, ölü bile, çokgüçlü, aziz ve eşsiz Allah'ın emri ile dirilir. Yokluk yok iken, ölüden de ölü iken, onun var etme gücü ile çaresiz kalır da varlık âlemine gelir. |