Kitap Tanıtımı |
"Ah be meraklı Pandora, açmasaydın Zeus'un sana verdiği kutuyu. Açmasaydın da Dünyayı kötülükler kaplamasaydı. Açmasaydın da Zeus'un kadınlığı kullanarak oynadığı plan gerçekleşmeseydi. Barış içerisinde, içtenlikle yaşayan insanlık yerini vermeseydi sahte oyunlara."
"Bu işte bir iş var, Tanrılar insanların merak duygusunu tetiklemez" deyiverseydin de yalnız ve yabancı kalmasaydı çocuklar birbirlerine. İnsan, insanın kurduğu olmasaydı da, çıkarsız bakabilseydik birbirimizin gözlerine. Sözleşmelere gerek duymadan yaşayabilseydik yeryüzünde ve hatta bir evin içinde.
"Her zaman, eski bir dosta rastlamış gibi ve o dostu düşünür gibi olsaydı tüm gülüşlerimiz. Gülüşlerimiz sahtelikler içerisinde olmasaydı. Çıkarsızca söyleyebilseydik birbirimize tüm düşüncelerimizi. Tüm zihinler olabildiğince net olabilseydi böylece."
Yunan mitolojisinden yola çıkarak günümüzde yaşanan yabancılaşma, çıkara dayalı bireysel ve toplumsal ilişkiler ve bunların gelecek nesillere yansımasını anlatan kitap; aşk, insan, kavga ve eğitim üzerine yazılı deneme yazılarının derlenmesidir.
Yaşadığımız toplumda var olan sorunları dillendirerek, bu sorunların giderek derinleşmesini engelleyecek birinci gücün, insan ve insan sevgisi olduğunu belirten yazar, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimizi gözler önüne seriyor. |