Kitap Tanıtımı |
İlgili Mevzuat, Kararlar, Belge Örnekleri
Elinizdeki kitap, bu konularda herkese yardımcı olacak niteliktedir. Bu sorunlarla ilgili düzenlemelerin bütününü içeriyor.
Dikkatli bir süzgeçten geçirmenin, yorucu bir çalışmanın ürünüdür.
Böyle bir kitaba kavuştuğumuz için, araştırma yaparken artık biraz daha tembel olabiliriz.
Bize bu olanağı sağlaması nedeniyle Sayın R. Bülent Tarhana şükran borçluyuz.
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Eski Yargıtay Başkanı
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi
Kitabın ilk baskısı kısa sayılabilecek bir sürede tükenmiştir.
İkinci baskıda kitap içeriğindeki tüm kanunlarla ilgili güncellemeler yapılmıştır. Kitabın ikinci baskısına -4483 ve 3628 Sayılı Kanunlarla İlgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları Tablosu- eklenmiştir. Önemli bir kısmının özetlerine kitap içeriğinde de yer verilen bu kararlar, yeni TCK nın yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 ile 15 Haziran 2010 tarihleri arasındaki -4483 ve 3628 sayılı Kanunlara temas eden suçlarla ilgili YCG kararlarının tarih, sayı ve konu başlıklarını içermektedir. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı nca hazırlanan ve ikinci baskıya eklenen -Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun Uygulamasında Maliye Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge nin de uygulamacılar için çok yararlı olacağını düşünmekteyim.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin olarak oldukça geniş bir kaynakça kitaba eklenmiş, böylece uygulamacılar dışında akademisyenler ve konuyla ilgilenenlerin de yararlanması amaçlanmıştır. Kitaptaki bir başka yenilik -Memur suçlarının soruşturulmasında sıkça karşılaşılan muhtemel Türk Ceza Kanunu hükümleri- başlıklı bölüm kapsamında yer alan hükümlerle ilgili ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerdeki hükümlere dipnotlarla yer verilmesidir. Örneğin TCK madde 6/1/c deki -kamu görevlisi- tanımının dipnotunda Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesindeki -kamu görevlisi- tanımına gönderme yapılmış veya zimmet başlıklı 247 nci maddenin, Bankacılık Kanunu 160 ncı madde ile bağlantısı vurgulanmış ya da -Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ni düzenleyen 279 ncu maddeye CMK nin 161/5 maddesi ile gönderme yapılarak bu suçun genel hükümlere tabi olduğuna dair somut kanıt gösterilmiştir. Kitapta çok sayıda yeni Danıştay 1. Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına da yer verilmiş ve bunlar ilgili bölümlere işlenmiştir.
Anayasanın 129 uncu maddesinin beşinci fıkrasına göre, -Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır. -Anayasa dan kaynaklanan yargılama ayrıcalıkları en geniş biçimiyle 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun başta olmak üzere, çok sayıda kanun ve kanun hükmünde kararnamede yer almaktadır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerine uygulanan söz konusu ayrıcalıkların çok fazla sayıda ve türde kamu görevlisini ilgilendirmesi bir yana, uygulamanın kendi içinde de tam bir karmaşa söz konusudur. Öyle ki, Anayasa nın -Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi- başlıklı 167 nci maddesine dayanılarak kurulan ve temel işlevleri kendi alanlarındaki piyasaları düzenlemek ve denetlemek olan bağımsız idari otoritelerin, temel işlev ve statülerindeki -neredeyse birebir- benzerliklere karşın, hemen hepsinin başkan, üye ve diğer personeli hakkında farklı yargılama usulü söz konusudur. Örneğin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 60 ıncı ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Hakkında Kanunun 25/b maddelerindeki hükümlere göre Rekabet Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu başkan ve üyeleri ile her türlü personeli işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü genel hükümlere tabi olurken; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu çalışanları, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanun) değişik 12/d maddesinde yazılı açık hüküm uyarınca 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabidirler. En ilginç ve yasa tekniği açısından Hukuk fakültelerinde -tersine örnek- olarak okutulabilecek düzenleme ise, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 ve 127 nci maddelerinde yer almaktadır. Anılan maddeler Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan, üye ve personelinin işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili yargılama usulünü düzenlemektedir. Madde metinlerinde -Kurum personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum personeli için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla- ibarelerine yer verilmek suretiyle -özel yargılama- usulü belirlenirken cümle -genel hükümlere göre yapılır- cümleciğiyle tamamlanmaktadır. Daha da ilginç olanı, genel hükümlere yapılan göndermeye karşın maddenin ikinci fıkrasında yeni istisnaların sıralanmış olmasıdır. Bankacılık Kanununun 104 ve 127nci maddelerindeki bir başka garabet, soruşturma izninin -kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması- koşuluna bağlanmasıdır. Yani BDDK ve TMSF çalışanları, Devleti milyonlarca TL zarara sokmuş olsalar yada -örneğin mahkeme kararlarını uygulamayarak- -keyfi muamele- suçunu işlemiş olsalar da kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamamışlarsa yargılanamayacaklardır. Çok ilginçtir; 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna Dair Kanunun 5 nci maddesi ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 53/e maddesinde yapılan atıflarla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu çalışanları ile Kamu İhale Kurumu çalışanları da 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 ncü maddesinde yazılı soruşturma ve yargılama ayrıcalıklarından aynen yararlandırılmaktadırlar. |