Kitap Tanıtımı |
Siyah bir gecede siyahlar giyinmiş mabedin etrafında dönüyor dünya. Dönüyorum, sütbeyaz yatağından çıkarak koyu bir uçurum oluyor ölüm. Aşk, gövdeye saplanan çatal uçlu mızraktan sızan kelimelerle sınırlarından kopar. Koşturur iki tepenin arasında siyahî kadın, yalınayak, çaresiz. Yarılan toprağın koynundan hayati bir nefes fışkırır, yitirilmiş umutlara gün doğar yeniden ve bir melek dokunur kelimelere; su. Mabetten atılan havai fişeğin gürültüleri uykusundan uyandırır, korkutur yalancı tanrıları. Çölün yalnızlığını kuşanmış bir el aydınlatır dünyanın kirlenmiş ufuklarını. |