Kitap Tanıtımı |
Her Gülseli İnal dizesi, gitgide şiirini daha çok kaybeden yaşama yakılan ağıtın birer yapıtaşıdır. Onun şiirlerini kurarken kullandığı bu yapıtaşları adeta birer karanlık mücevherdirler. "Güneşin genç olduğu yıllar"dan bu yana biriktirilmiş hüznün birer imgesidirler. Birer kara deliktirler. Çekim gücüne dayanılmaz birer sözel evrendirler. Sadece felsefenin şiir kılığına girmiş birer yansısı değil, aynı zamanda antik söylemden, kozmik varoluşa kadar uzanan başı sonu belirsiz bir imler evreninin ifadelendirildiği balladlar bütünüdürler...
Söz oyunlarına, basit uyak telaşlarına, nazımsal gösterişçiliğe yüz vermeksizin kendi derinliğine alır okuyanı onun dizeleri. Orada insanlar kimi zaman kendi hüzün yalnızlıklarım, kimi zaman kapsayıcı epik trajedileri, kimi zaman da fantazyalar dünyasının efsanelerini, en çok da aşkın ve ölümün ve sonsuzluğun melankolik öykülerini bulurlar...
Şiire adanmış bir yaşamın etkileyici sesi, "Sulara Gömülü Çağrı", "Lale Sesiydiler ve Yoktular", "Dolunay", "Letoon", "Dans Natura", "Bakkaris", "Sif ve Gula", "Saklanmış Levha", "Chöd Raksları" ve "Kayıp Bağlantı" adlı kitaplarının ardından bu kez "Melek Kolonisi" ile okurla buluşuyor...
(Arka Kapak) |