Kitap Tanıtımı |
“Dün, bugün ve yarın… Hayat bu üç kelimenin sunduğu anlardan ibarettir. Kimileri için ışıklar sönerken kimileri için güneşin yükselişiyle yeni bir umut doğar. Zaman bir akış halinde ilerlerken insanları kendi yörüngesine çeker. İnsanlar o yörüngede yollarına devam etmek zorundadırlar. Kimileri zamana karşı kimileri zamanla beraber ilerler. Duygular, düşünceler… İnsanlar değişirler. İnsanlar değiştikçe dünya değişir ve zamanla pek çok şey farklılaşır. Eskiye dair birkaç iz kalsa da onlar da giderek silinmeye yüz tutar. Orada bir yerlerde aynı kalacak tek şey anılardır. Geçmiş, geleceğin gölgesinde kalsa da hiçbir zaman silinmez ve insana daima bir şeyler anımsatır. İnsanın belleğindeki hatırlanmaya değer tüm anılar, zamanı geldiğinde süzülerek gün yüzüne çıkar.” Doğa ve Devin’in geçmişle sarmalanmış hikâyesinde, hayata dair pek çok tanıdık his mevcut. Geriye dönüşlerle bugüne ışık tutan olaylarda, eserin derinlikli kurgusunu görmekle kalmayıp mektupların izinde giderken bulacaksınız kendinizi. Mübalağadan uzak, yalın anlatımıyla Aysu Akgün, hafızalarda yer edecek bir romana imza atıyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |