Kitap Tanıtımı |
Kapı boşuna gırç dememişti. Kim olduğunu bilmediğim bir el, her tarafı toz içinde olan eski bir çantayı içeriye bırakarak sıvışmıştı. Bunu yapanı bulmak için dışarıya çıktım ve yolun gidiş geliş her iki yönüne baktım. Kimseyi göremeyince ruh muydun be mübarek diyerek yaptığı şeye kızdım. Çantada ne var acaba? Başka yere değil de neden benim evime gizemli bir şekilde bırakıldı? Önce ürktüm sonra biraz heyecanlandım. Ağzı açık olan çantanın içindekiler kendinden de beter haldeydi. Neredeyse bir karış tozla kaplanmış oldukları için hayal meyal belli olan şeylerin ne olduğunu anlayamadım. Aniden akla ziyan bir şey geldi aklıma. Çantada bomba falan olmasın diye paniğe kapılarak dokunmaya korktum. Her şey olabilirdi. El değmeden üstten bakınca birkaç sivri kulak dikkatimi çekti. Bunlar bomba değil de buruşturulup atılmış kâğıt topları ve mektup zarfları olabilir mi? Gökten kasnak yağsa biri başıma geçmez diye başlayan roman Mefkure ile yazarın hiç beklemedikleri bir anda hayatlarının kesişmesini sağlayan karşılaşmayla devam edecek olan bir serüveni okuyucularla buluşturmaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |