Maxime Chattam Seti - 5 Kitap Takım
ISBN 9785697458655
Yayınevi Panama Yayıncılık
Yazarlar Maxime Chattam (author)
Kitap Tanıtımı İLLÜZYON Alplerdeki küçük bir aile işletmesi olan Val Quarios kayak merkezi, yaz aylarında ziyaretçilere kapılarını kapatmaktadır. Merkezin ıssız binalarında, yalnızca bir avuç mevsimlik işçi vardır. Otuzlu yaşlarındaki Hugo da son zamanlarda yaşadığı sıkıntılardan uzaklaşma ve ruhunu yenileme isteğiyle, Alplerin kalbindeki bu kayak merkezine iş için başvurur. Ne var ki daha geldiği günden itibaren tuhaflıklar peşini bırakmaz: Sürekli izlendiğini hisseder, gerçek olup olmadığını ayırt edemediği şeyler görür ve duyar, ayrıca çalışanlardan biri beklenmedik şekilde ortadan kaybolur. Dahası, kayak merkezinin sahibinin, 1970’lerde kariyerinin zirvesinde olan gizemli bir illüzyonist olduğunu keşfeder. Bu duvarların arasında ne gibi sırlar gizlidir? Hugo korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşmek istese de kendi aklından şüphe etmeye başlar. Ölümün bir yaz meltemi gibi sessizce dolaştığı, “küçük ve sevimli” Val Quarios’a hoş geldiniz.   TARİKAT Dünya üzerindeki her bir insana karşılık bir buçuk milyar böceğin olduğunu biliyor muydunuz? Bütün böcekler aniden birbiriyle iletişim kurmaya ve organize olmaya başlasaydı, birkaç günden daha fazla hayatta kalamazdık. Kelimenin tam anlamıyla kıyameti yaşardık. Peki bu böceklerden her biri, bir tarikatın amaçları doğrultusunda yönlendirilseydi? Tarikat, hem insan türüne iyilik yapmak hem de gün geçtikçe daha da bencilleşen insanlık karşısında can çekişen gezegeni rahata kavuşturmak istiyor. İnsanlığı böceklere yem ederek, ebedi dinginliği sağlamanın peşinde koşan bir kıyamet tarikatı… Fransız geriliminin ustalarından Maxime Chattam, insanı gerçeklikten koparmadan kurgunun içine çeken üslubuyla en temel korkularımızdan birini konu ediniyor. Tarikat’ı okurken uykusuz gecelere hazırlıklı olmalısınız.   KARA BÜYÜ Portland’ın üzerinde karanlık bir gölge dolaşıyor. Bir seri katil insanların evlerine, arabalarına, market reyonlarına, ağaçlık alanlara son derece zehirli örümcekler bırakıyor. Aynı zamanda, ormanların çeşitli ücra yerlerinde, tümüyle örümcek ağına sarılı halde mumyalanmış kadın cesetleri bulunuyor. Uykudaki kocalarının yanından gece yarısı kaçırılmış kadınlar… Her birinin yüzünde, şaşkınlık ve dehşet dolu bir ifade… Çılgınca söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor… Bu denli büyük örümcek ağlarının üretimi mümkün mü? Katil, kurbanlarının evlerine nasıl kolaylıkla girip kocalarına hiçbir şey hissettirmeden onları kaçırabiliyor? Yoksa tüm bunlar insanlıktan çıkmış bir yaratığın eseri mi? Çok fazla bilinmeyenin olduğu bu soruşturmaya dâhil olan özel dedektif Joshua Brolin ve New York Polis Teşkilatı’ndan Annabel O’Donnel, gizem perdesini aralamaya çalışıyor. Korku ile merak arasında gidip geleceğiniz bu romanın her sayfasında tüyleriniz ürperecek.   KARANLIĞIN SOLUĞU New York’ta düzinelerce insan tuhaf koşullar altında kaçırılmış, pek çoğu bulunamamıştır. Kurtulanlardan biri olan ve kafa derisi yüzülmüş halde bir parkta ortaya çıkan Julia, cehennemden kaçtığını ve bizzat Şeytan’ı gördüğünü iddia eder. O sırada Saint Edwards Kilisesi’nin sunağı da kanla yıkanmaktadır… Eski profil uzmanı Joshua Brolin’in de yardımıyla soruşturmayı yürüten genç polis Annabel O’Donnel, yeni bir ilahi varlığın, Caliban’ın yüceltildiği gizemli bir tapınağın izlerine ulaşır. Peki, bu topluluğun amacı nedir? Kafa derileri yüzülmüş tam altmış yedi insanı gösteren şok edici fotoğraflar ne anlatmaktadır? Soruşturma ilerledikçe, kendilerini akla hayale sığmayacak bir canavarlığın ortasında bulurlar. Yapmaları gereken tek şey, hastalıklı bir adamın zihnini kavrayabilmektir. Maxime Chattam, eşsiz üslubuyla Karanlığın Soluğu’nda son derece esrarengiz ve bir o kadar da dehşet verici bir dünyaya kapı aralıyor.   KÖTÜ RUH Tüm kenti dehşete düşüren bir seri katil, genç kadınları kaçırmakta ve eşi benzeri görülmemiş bir gaddarlıkla öldürmektedir. Neyse ki son kurbanı, Müfettiş Brolin’in silahından çıkan kurşun sayesinde kurtulur. Uyguladığı işkenceler nedeniyle Portland Celladı adı takılan katil, başından vurularak ölmüştür… Ne var ki bir yıl sonra kentte yeniden cesetler bulunmaya başlar. Üstelik bu cesetler de tıpkı Portland Celladı’nın kurbanları gibi gizemli izler taşımaktadır. Katilin gönderdiği mektuplardaki el yazısı bile onunkiyle aynıdır. Peki, bu nasıl mümkündür? Yeni cinayetler bir taklitçinin eseri midir? Cesetlerin bir ritüeli andırırcasına deforme edilmiş olması büyük merak uyandırır, işin içinde gizemli bir tarikatın olabileceği düşünülür. Tüm bu bilmecelere bir de Portland Celladı’nın hayaleti eklenir. Bu dava, Müfettiş Brolin’in öğrendiği ve bildiği her şeyin ötesine gidecektir. Maxime Chattam, polisiye-gerilim türüne kattığı macera unsurları ve betimlemelerdeki detaycı üslubuyla, okurun her sayfada tüylerini ürperten bir hikâye sunuyor.   (Tanıtım Bülteninden)  )