Kitap Tanıtımı |
Türk vatandaşlarının yaşadıkları ülkelere entegrasyonlarının sağlanması ve özellikle de o ülkelerin vatandaşlığına geçmelerinin teşvik edilmesi öteden beri ulusal politika meselesi olarak görülmüştür. Ancak birçok ülke çok tâbiiyetlilik (vatandaşlık) durumunu kabul etmediğinden o ülkelerin vatandaşlığına geçilmesi Türk vatandaşlığından çıkılmasını zorunlu hale getirmiştir. Hal böyle olunca da Türk vatandaşlığından çıkmak isteyenlerin Türkiye ile bağlarının nasıl devam ettirecekleri ve sahip oldukları haklarının akıbetinin ne olacağı sorunuyla yüzleşilmiştir. Bunun üzerine, 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanununda önemli bir değişiklik yapılarak bu kişiler için özel bir statü oluşturulmuştur. Böylece bu kişilerin hem Türk vatandaşlığından çıkmaya bağlı olabilecek tereddütleri giderilmiş, hem de Türkiye ile bağlarının sağlam bir hukuki temel üzerinde devam etmesi sağlanmıştır. Amaç bakımından ne kadar elzem bir statü olarak gözükse de idari uygulamada bir o kadar da sıkıntı oluşturmuştur. Gerçekten de, kanuni düzenlemede uygulamada ortaya çıkan sorunlar nedeniyle geçmişte birçok kez değişiklik yapılmak zorunda kalmıştır. Fakat getirilen değişiklikler, sorunları tamamen gideremediği gibi yeni sorunları da beraberinde getirmiştir.
Bu bağlamda özellikle iki hususa dikkat çekmek gerekir. Birincisi, statünün son derece geniş uygulanma alanının olmasıdır. Zira statü milyonlarca kişiyi ilgilendirmektedir. İşte konu her şeyden önce sırf bu yüzden de önem arz etmektedir. Hal böyleyken, statünün yasal çerçevesinin yalnızca bir maddeden ibaret olacak şekilde düzenlenmesi anlaşılır gözükmemektedir. Mamafih statü, önemli düzenleme boşlukları ve belirsizlikleri içermekte ve bundan dolayı da önemli yorum ve uygulanma sorunlarına yol açmaktadır. Diğer husus ise sözü edilen sorunların önemli bir kısmının öğretide henüz hiç ele alınamamış olmasıdır. Bunun başlıca sebeplerinden biri, konuya ilişkin olarak yapılan akademik çalışmaların sayısının son derece az olması ve özellikle de son yıllarda neredeyse hiç çalışmanın yapılmamış olmasıdır. Ne var ki statünün hukuki mahiyeti ve temelleri açısından önem arz eden hususların birçoğu açıkta kalmıştır.
Bu gereklilikten hareketle çalışmada statünün ayrıntılı bir şekilde ele alınması planlanmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın öncelikli amacı, statünün belirsiz yönlerini ve sorunlu alanlarını inceleyerek olası bir kanun değişikliği için öneriler sunmaktadır. |