Kitap Tanıtımı |
İnsan vücudunun %70’i yalnızlıklarla dolu, kendimden biliyorum. Mesela küçüklüğümün en güzel zamanlarında “Büyüdüğünde ne olacaksın?” sorusuna “Yalnız olacağım!” dememiştim hiçbir zaman. Yalnızlık her neyse, o kadar da büyütmemek gerekiyor aslında. Yaşadıkça anlıyor insan, yalnızlığın bir servet olduğunu. Zarar verebilecek olan insanların yanında olmak yerine, yalnız kalmayı tercih ediyor. Oysa hangimiz yalnız değiliz ki? Tam tamına 23 yıl önce, okumak için memleketi Kars’tan İstanbul’a kaçan Psikolog Nazım’ın verdiği yaşam mücadelesi gibi hepimiz yalnızız bu hayatta. Kendisini danışanlarının mutluluğuna dayan, etrafı kalabalıklarla dolu ama kendisi yapayalnız olan, başarılı bir psikoloğun hikayesi bu. Nazım, 1999 yılında yaşanan o büyük depremde kaybediyor sevdiğini. Hiç unutmamak için, hep kalbinde yaşatmak için ta o zamandan ant içiyor. Bu şekilde aradan 22 yıl geçiyor. Hiçbirimiz Masum Değiliz, hayatın hassas bir evresinde, hayatın acımasız çarkları arasına sıkışmış genç bir psikoloğun yaşadıklarını, çarpıcı bir hikayeyle anlatıyor. Sorumluluklarına sahip çıkmaya çalışan bir psikoloğun yaşadıkları zorluklara rağmen ayakta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor. Bu romandaki herkes sanıldığı kadar da masum değil. (Tanıtım Bülteninden) ) |