Kitap Tanıtımı |
19. Yüzyıl, evrensel bilim olarak tasarlanan ve sistem haline gelen ve Hegelin öğretisi ile zirvesine ulaşan felsefenin büyük çıkışının dönemi olmuştur.
Aslında bu yüzyıl boyunca bugün beşeri bilimler diye adlandırdığımız disiplinlerin kendilerini dünyaya getiren ve önceki yüzyılda besleyen felsefeden kesin olarak kurtulduğu bir dönemdir. Bu kurtuluş, şüphesiz, içinde Karl Marxı bulduğumuz tartışmalar olmadan yürümeyecektir. Hegelci felsefede hayal kırıklığına uğrayıp, Feuerbachın ateş selinden geçen Marx; öncelikle felsefenin eleştiriye ve pratiğe dönüşmesini, daha sonra ise pratiğin ve eleştirinin bilimsel olmasını isteyecektir. Marxın eserinde, felsefeyi aşma ve felsefenin beşeri bilime, kendisinde hala hümanist bir eğilime sahip olan bilime dönüşmesi açıklanır.
Marxın ölümünün yüzüncü yıldönümü nedeniyle 16 ve 17 Aralık 1983te Neuchatelde yapılan ve elinizdeki kitaba da ismini veren Marx ve Beşeri Bilimler kolokyumu diğer etkinliklerden tamamıyla özel bir özgünlükle ayrılmıştır.
Kolokyum; Marxın geleneksel felsefenin etkisine ne şekilde maruz kaldığına ve kendisinin de beşeri bilimlere ne şekilde katkıda bulunduğuna cevap arama çabasıdır. |