Kitap Tanıtımı |
Cemreler düşmüş, Nevruz geçip gitmişti. Ardından baharın en güzel ayı nisan gelip çatmıştı. Bu aylarda genelde ağaçların tomurcukları sevinçten çıldırırcasına saçları dağınık kız çocuğu gibi darmadağın açılır, saçılırdı. İnsanın gözünün alabildiği her yer rengarenk olurdu. İstanbul`da nisan geldi mi erguvanlar, mor salkımlar, erik ve şeftali ağaçlarının beyaz, pembe çiçekleri; akasyalar, leylaklar, papatyalar hep bu mevsimde açardı. Sabah saatin 9`uydu. Güneş yine olanca güzelliğiyle masmavi gökyüzündeki bulut kümelerinin arasından parlıyordu. Kim dinlerdi Covid-19`u? Günlerdir suskun ve ıssız olan sokaklar dolup taşmıştı. Hafta sonu uygulanan 48 saatlik sokağa çıkma yasağının ardından sokaklar, yasağın ilan edilmesinin iki saat öncesindeki kalabalık ve keşmekeş haline dönmüştü. Her taraf insan seli... Sokaklarda, hiçbir şey olmamış gibi insanlar rutin hayatlarına devam etmeye başlamışlardı. Tek fark, herkesin yüzündeki maskelerdi... (Tanıtım Bülteninden) ) |