Kitap Tanıtımı |
Setimiz 4 Kitaptan oluşmaktadır. Mahabharata; 1.Kitap “Adi Parva” 2.Kitap “Sabha Parva” Upanişadlar; Vedanta Felsefesi ve Upanişadları, Sankhya Felsefesi ve Upanişadları eserlerinden oluşmaktadır. Adi Parva: “Bir yüzyıl boyunca doğmamış olan ben, annemin rahminde örtülerin altında saklanmış olarak Bhrigu soyuna mensup herkesin hatta doğmamış olanların yok edilirken attıkları çığlıkları duydum. İşte kalbimin öfkeyle dolduğu zamanlardı bunlar. Ne annem ve babam ne de hamile kadınlar ile soyumun mensuplarına hiç kimse yardım etmedi kurtulsunlar diye ölümden. Ve benim annem hiç kimsenin onları korumadığını bildiği için beni bu şekilde sakladı. Eğer yeryüzünde adaleti sağlayacak tek bir kişi olsaydı bu günahın işlenmesine hiç kimse cesaret etmeyecekti. Suç cezalandırılmazsa daha büyük bir suç işlenir. İşlenmiş bir suçu cezalandırmaya gücü olan bir adam, bir haksızlık olduğunu bildiği hâlde haklıyı savunmaz, suçluyu cezalandırmazsa aynı suçu işlemiş sayılır. Mademki babam ölürken onu kurtarmaya gücü olan kudretli krallar parmaklarını oynatmadılar, o zaman işlenmiş bu suça karşı öfkelenmiş olmaya ve onların sağlamadığı adaleti sağlamaya hakkım var. Ben yaratıcının kendisi olarak adaleti sağlamak üzere suçu işlemiş olanı yok etme hakkına sahibim!” Sabha Parva: Anonim olduğu konusunda bazı söylemler olsa da tüm dünya Bharata soyunun destansı hikâyesini, kendinden önceki ve sonraki zamanları bilme gücü kendisine verilmiş olan Krişna Vyasa Dvaipayana’nin yazdığı yüz bin beyitten oluşan Mahabharata anlatısıyla öğrendi. Dünyada, kitap haline getirilmiş ilk destanı Mahabharata, Sanskrit dilinde (Sanskritçe) yazılmış olup on sekiz kitaplık bir dizidir. Ana kaynağından şiirsel anlatımına sadık kalarak Ayâsya tarafından yorumsuz çevrilmiştir. Bu destan kendi içinde kendini oluşturan hikâyeleri ve bölümleriyle insanlığın döngüsünü anlatmaktadır. “Maya, Krişna’nın bu isteğini duyunca kalbi heyecanla çarptı. Tanrıların göksel saraylarına denk bir sarayı yeryüzünde inşa edecek olmanın mutluluğu bir kenara, Kralların Kralı Yudhişthira’yı mutlu edecek bir hizmette bulunmak, zaten çok yüce bir görevdi.” “Böylece onun benden istediği her şeyi yerine getirdim. Ancak Vidura, Draupadi’ye yapılanların Bharata soyunun yok edilmesi hükmünün verilmesine neden olduğunu söyledi.” Vedânta Felsefesi Upanişadları Başlangıçta her şeyin kendisi olan ve “tek olmaktan”sa “çok olmaya” karar veren evrenin saf ruhu, her şeyi kendinden yarattı. İçini insanla, hareket eden ve etmeyen, canlı ve -cansız, tamamen maddeden oluşmasına rağmen aklın hezeyanlarıyla sıfatlar yükleyerek onu değerli, elde edilmesi gereken bir nevi hazine hâline dönüştüren nesnelerle doldurdu. Sonra da insana “Bu nesnelerle aklını ve aslında benden olan ruhunu kirletmeden bana geri dön! Senin imtihanın bu!” dedi. Sonra ezeli ve ebedi olan bu imtihana bir süre biçti ve bu sürenin noktalandığı ana da “ölüm” dedi. Ebedi olanın kendinden ölümü yaratmasıyla başlayan imtihan, insanın ilk nefesinden son nefesine kadar geçen zamanda evrenin kendisiyle birleşmeye giden yolu bulma çabasıdır. Bu çabayı ve insana kendini yaratıcı bağlamında anlatan o son noktadır Vedanta Felsefesi. Kendi sonlu hayatında, bedenden çıkacak olan son nefesini kendini yaratanla birleştirmenin sırrına ermiş olan insanlara Svaha! “… Tüm bunları yarattıktan sonra hepsine dikkatlice baktı. Ve yarattığını Brahma-tata-tamam olarak tanıdı ve sonra “İdam Adarçam!” hükmünde bulundu. Bu hüküm ile görünür olduğu için insan bilinir İdan-dra, yani İdandra, olarak. Ve İdandra adıyla bilinen, İndra olarak tanrılar arasında zikredilir ki en büyük sır budur. Muhakkak en yüce olandır tüm sırları seven. …” SÂÑKHYA Felsefesi Upanişadları Ruh, içinde yaşadığı bedeni terk etme zamanı geldiğinde, içinde bulunduğu bedeni yöneten ve kendisine bağlı olan aklın dünyadaki eylemlerinden sorumlu olarak ya dünyaya geri gönderilerek cezalandırılır ya da sonsuza kadar tüm arzu, istek, acı ve korkularından arınmış olarak kendisi gibi ölümsüz Ruhların yanında yerini alır. Bu uzun ve herkesin tek başına gitmek zorunda olduğu yol üzerinde olan, madde âleminin zifirî karanlığından sıyrılmış ve beden denilen mağarayı kendindeki ilahi ışıkla aydınlatmaya başlamış RUHLARA SVAḤA! Bu kitabın yazımında kullanılan bütün bilgiler kendi dillerinde yazılmış orijinal kaynaklarından çevrilmiştir. Gerek Sanskrit Dili ve gerekse Antik Dönem Grekçe ve Latince eserlerin günümüz dillerine yapılmış olan çevirilerinde anlam kaymaları ile birlikte kelime hataları meydana geldiği için bu yolu takip etmek bilgi kirliliğini önlemek açısından elzem önem taşımaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |