Kitap Tanıtımı |
Paslanmış gümüş tahtınının sağına parmaklarını vurarak ritim tutuyordu. Başını çevirdi, eskiden tavana kadar vitral camlarla çevirili yüksek salona baktı. Camlar parçalanmıştı. Önceden camları tutan, demir iskeletlerin hepsi yanmış, parçalanmamış olanların arasından beyaz kar taneleri süzülüyordu.
Tahtının her iki tarafından,salonun ortasındaki altın fıskiyeye uzanan su donmuş, imparator askeri şeklindeki fıskıye ise kırılmıştır.
Sade tahtından kalktı ve merdivenleri yavaşça indi. Gri kürkü arkasında sallanırken, eskiden dışarıya açılan kapının olduğu sağ tarafa döndü. Dışarıdan bir farkı kalmayan taht odasını, artık kapının olmadığı açıklığı geçerek geride bıraktı.
Uzamış saçlarını bir arada tutan altın tacını çıkardı, ileriye baktı. |