Kitap Tanıtımı |
Bugün 285 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı belirtilen Türkiye Lojistik Sektörü, son yıllarda yapılan önemli yatırımlarla yerli ve yabancı yatırımcıların gözdesi haline geldi. Bugün ülkemiz tüm sahip olduğu lojistik avantajlarla, uluslararası ticaretin yönelimleri gibi olumlu gelişmelerle küresel arenada önemli bir ekonomik güç olma yolunda ilerlemektedir. Transport Intelligence tarafından yayınlanan Yeni ve Hızlı Gelişen Ülkeler Endeksine göre ülkemiz yeni ve hızlı gelişen 41 ülke arasında, gelecek 5 yıl içinde lojistik yatırımları için en fazla tercih edilen 7. ülke ve lojistik alanında en hızlı büyümesi beklenen ülkeler arasında Çin, Brezilya, Hindistan ve Rusyadan sonra 5. ülke olarak sıralanmaktadır.
Bu olumlu değerlendirmeler ülkemiz açısından son derece umut vericidir. Bununla birlikte küresel iş dünyasında rekabetin niteliğinin hızlı ve köklü şekilde değişmekte olduğunu unutmamalıyız. Zira, geçmişin şirketler arası süregelen klasik anlamdaki rekabeti, artık tedarik zincirleri arasında süregeliyor.
Lojistik sektörü için bu yeni rekabet modeli, artık sadece kendi yönetimindeki lojistik süreçler için müşterisine karşı sorumluluk değil, aynı zamanda tüm dış paydaşları ile gerçekleştirdiği faaliyetleri koordine etme sorumluluğunu da kapsamaktadır. Çünkü lojistik, üretim, ticaret ve eğitim dünyasının tüm aktörlerinin beraberce başarabileceği bir takım oyunudur. |