Kitap Tanıtımı |
Likyalıların yaşadığı kentler, Akdeniz ikliminin hayat verdiği ayrıcalıklı topraklar üzerindedir; Antalya'nın batısından başlayarak Fethiye'ye kadar uzanan sahil şeridinde, kuzeyde Toros Dağları arasından Elmalı'ya kadar uzanan topraklarda yer alan Likya yerleşimleri özgün konumlarıyla hemen dikkat çeker; kentleri ilk ele veren lahitler ve kayalara oyulmuş -evlerinin kopyası- kaya mezarlarıdır. Yaşamın bu anıt yapılarda devam edeceği umudu ve inancıyla evlerine benzer yapılan mezarları günümüze kadar ulaşmıştır. Gerek lahitler, gerekse kaya mezarları ahşap evlerinin inceliğini detaylarına kadar yansıtmıştır; Likyalılar, bu anıtların üstüne yaşam izlerinin sürmesi, korunması için not düşmüşlerdir; ağır ceza içeren dizelerle, aslan, medusa başıyla gözdağı vermişlerdir yağmacılara. Yontu sanatındaki ustalıklarını kurdukları büyük anıt mezarlarda da (heroonlarda) ortaya koymuşlardır. Ksanthos Nereidler anıtı, Limyra'daki Perikles Heroonu, Trysa Heroonu kabartmaları yontu sanatı ve anlattığı mitolojik konularla da eşsiz değerdedir. Bu yontularda Pers ve Yunan etkileri de görülür. Kurdukları kentlerde yaşamlarına dair birçok yazıt bırakmışlardır; dilleri henüz çözülememiş olsa da çok dilli yazıtlar Likyalıların yaşamlarını ele verir niteliktedir. Mezar anıtlarında yer alan kabartmaların anlatımları ise o güne dair birer tarih sayfası gibidir; umut, sevinç, acı, çaresizlik, direnç, egemenlik, yenilgi duyguları sinmiştir bu yontulara.
Likya belgeseli için Anadolu'nun güneybatısından yola çıktığımızda, Likyalıların Akdeniz'le Toros Dağları arasında görünen ve görünmeyen yaşam izlerini sürmeye başladık. Antik kaynaklar, 18. yüzyıl ve sonrası gezginlerin bilgileri ve araştırmalarının dışında gördüğümüzü, yaşadığımızı da yansıtmaya çalıştık. Likya yollarında yaptığımız uzun yolculukların yanı sıra Fethiye'den Antalya'ya kadar sahil şeridi dışında Toros zirveleri arasında gizli kalmış çok sayıda Likya yerleşimine ulaştık; zorlu tırmanışlarla kentlerinin zirvelerine çıktık; görkemli anıtlarıyla gururlandık; tiyatrolarında dünya ezgilerini mırıldandık. Bilimsel kazılarla ayağa kaldırılmış kentlerin yeni yüzleriyle tanıştık; otuz yıl öncesinin kentleri değildi bu yerleşimler artık. Yüzyıllar sonra ortaya çıkarılan sokaklarında, caddelerinde izlerini aradık Likyalıların. Ardından Türkiye müzelerinden Antalya Müzesi, Fethiye Müzesi, Elmalı Müzesi, Burdur Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi dışında British Museum ve Viyana Sanat Tarihi Müzesi'nde (Kunsthistorisches Museum) geride bıraktıklarıyla yüzleştik. Belgesel kitap içinde antik 88 kent, köy, höyük ve tümülüsün yanı sıra Likya buluntularının sergilendiği 8 müzeye de yer ayırdık.
Tanımak, dünya mirasının izlerini sürmek için Likya yollarına düşmenin zamanıdır... Bu coğrafyada paylaşılacak, unutulmaz anılarımız olacaktır... |