Kitap Tanıtımı |
Putlaşan ve putlaşmalara " dava" kılıfı giydiren birtakım şefler, önderler, başkanlar..! Büyük "dava adamları", liderler...!
Herkesin kendilerine muhtaç; kendilerinin kimseye ihtiyacı olmadığına inanan; herkesten hürmet, minnet ve şükran duygusu bekleyen ve her biri bir psikiyatrik olgudan başka bir anlam ifade etmeyen birtakım üst yöneticiler..
Makamlarına kimsenin oturmaya cesaret edemediği..
İnsanların kendileri için ayakta dikilmesinden hoşlanan; önlerine saf saf toplanmış kitleleri seyretmekten büyük haz duyanlar..
Yerlerine, makamlarına hatta kullandıkları eşyaya bile hürmet edilenler...!
Bunlar, kendine yer ayırtmayan, boş olduğu yerde oturan, kendisi için kimsenin ayaga kalmasına müsaade etmeyen, kendini alkışlatmayan, tezahürat yaptırmayan, pazardan alışverişini kendisi yapan, aldıklarını başkasına taşıtmayan; kendisine "efendimiz" diye hitap edilmesine bile razı olmayan o kutlu peygambere pek benzemezler.. O peygamber ki mütevazi kişiliği, tavırları ve insanlığı ile muhteşemdi. Ve O sadece kendisine inanalar için değil, inanmayanlar içinde bir güven âbidesiydi.
Onu öldürmeye karar veren düşmanları, katiller için toplanan ödülü, güvenilecek başka bir kimseyi bulamadıkları için o´na emanet etmişlerdi.
Ancak böyle hasretler, "büyük kurtarıcı", "büyük dava adamı" olan liderlere pek uygun düşmez. Çünkü, bu büyük liderler ve onların etrafında toplananlar, bu hasretleri, "sıradanlık" ve bir lidere yakışmayacak davranışlar olarak görürler.
Gerektiğinde, yıllarca birlikte olduğu arkadaşlarını bile ortadan kaldıracak kadar acımasız ölüm makinelerini yetiştirenler ve zavallı insanları sonuna kadar istismar edenler..!
Katolik nikahı gibi; "Ölüm bizi ayırana dek" anlayışının tabii sonucu olarak, onlara bir şekilde selam verilmiş ve borçlu çıkılmışsa, bu borç, bazen selamı sabahı kesip dışlanmayla, bazen de can ile ödenir.
Çünkü bu sahte tanrılar, kullarının kendilerinden ayrılmasına asla tahammül edemezler.
Nice zavallı Gonca Kurişler´e ithaf olunur. |