Kitap Tanıtımı |
Semiyotikten cinsel politikaya, edebiyat kuramından ekonomiye Nietzsche, Freud, Marx, Sade, Lacan, Bataille, Deleuze, Klossowski ve daha birçok düşünürle birlikte felsefenin dehlizlerine uzanan çetrefilli, sarsıcı ve aydınlatıcı bir gezinti.
Libidinal Ekonomi, Fransız filozof Jean-François Lyotardın tartışmasız en önemli eseri...
Çağdaşı birçok Fransız düşünür gibi felsefeye Husserl'in fenomenolojisi üzerine
kaleme aldığı tanıtım kitabıyla başlayan Lyotard, "postmodern" kavramını felsefede kullanan ilk kişidir. Çağımızın Hegel diyalektiğinin verileriyle uyuşamayacağı saptamasından yola çıkarak, günümüzün modernlik çabalarını aşmaya çalışmış, bu arada moda haline geldikten sonra da asıl amacının "modernliği" yeniden yazmak olduğunu belirtmiş, bu aşamada ciddi felsefe okumalarıyla birtakım yeniliklere, yorumlara açılmıştır.
Bu incelemede bir yandan Marx ile Freud'un arasına girerek daha önce Frankfurt okulunun yaptığı gibi ikisini birarada okuyor, onların başarısız olduğu noktalarda ikisini de alttan alta Lacan psikanaliziyle, Benveniste dilbilimiyle, Fransız düşünürlere özgü Marx okumalarıyla zenginleştiriyor. Bu heyecan verici serüvende okur Klossowski'nin romanlarından, Eski Yunan ekonomisine kadar birçok yere uğruyor. Serüvenin sonunda karar okura kalıyor.
Tekrar edelim, tekrar edelim, Marx'ın eleştirisini, yani teorisinin teorisini yapmayacağız: O zaman teorik olanda kalırdık. Hayır, hangi yoğunlukların teorik göstergelerde, hangi duyguların ciddi söylemde yer aldığını göstermek gerekli; Marx'tan duygularını çalmalıyız. Onun gücü söyleminin iktidarından ileri gelmez, hatta onunla ters orantılı bile değildir çünkü eğer böyle olsaydı konum olarak bu diyalektikle aynı kapıya çıkardı; hayır onun gücü burada ya da orada, akıl yürütmenin tutarlılığından bağımsız bir şekilde kimi zaman unutulmuş bir ayrıntıda, kimi zaman iyice eklemlenmiş ve köklenmiş katı bir kavramsal aygıtın tam ortasında -ama elbette her zaman akılcı göstergelerde- patlak verir. Bir Marx eleştirisi (daha önce yüz bin kere yapılmış olması bir yana) ne olabilirdi ki? |