Kitap Tanıtımı |
"Neden böyle bir sözlüğe ihtiyaç duydum? Olmasaydı bir eksiklik miydi? Bugüne kadar yoktu da ne olmuştu? Şimdi sözlük hazırlanınca ne değişicekti?
Çevremdeki bir çok insan gibi ben de geçmişte Türkçe´nin özgün olması ve yabancı dillerden temizlenmesi için mücadele verdim. İnandığım tek şey, her dilin kendi özgünlüğü içinde yaşamını sürdürmesiydi. Her dile ihtiyaç vardı. Türkçe´yi sağlamak gerekiyordu. Aynı kaygıyı şimdi de taşıyor ve bu konudaki uğraşımı sürdürüyorum.
Ama bu uğraş yalnızca Türkçe´yle kalamazdı. Bunun yanında doğduğumuz günden beri konuştuğumuz dilimizi, Lazca´yı korumak, gelişmesine katkıda bulunmak gerekiyordu. Anadolu bir kültürler mozayiği idi ve bu kültürlerin ortaklaşa bir arada yaşamaları da bu ülkenin güzelliklerindendi. Ama tüm bu ortaklıkların temelinde de insanların kendi kültürlerinde yaşamalarını sağlamak gerekliliği vardı.
Doğaya duyarlı olan insanların herhangi bir canlı türünün yok olması karşısında, nasıl savaştıklarını hepimiz biliyoruz. Doğru olanı yapıyorlar. Ama aynı çabanın kaybolan başka şeyler için de yapılması gerekir. Bu "başka şeylerin" içinde dil de var.
Gazetelerden dünyadaki son Ibıh dili uzmanının, Ibıh dilini iyi konuşan son kişinin de Türkiye´de öldüğünü okuduk yıllar önce. Bu, dünyadan bir kültürün daha kaybolması demekti. İngilizce tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Bugün Ibıhça, yarın Lazca, öbür gün Türkçe, daha sora diğerleri. Karşı durulmazsa, çalışılmazsa, İngilizce tüm dünyanın tek dili olacak. Nitekim bugünlerde kimi yabancı dergi ve gazetelerde belirtilen şey şu; "önümüzdeki 50 yıl içinde İngilizce tüm dünyanın ortak dili olacak, bunun dışındaki dillerin %90´ı ortadan kalkacak". Bütün bunları önlemek için de Avrupa ülkeleri yerel dilleri korumaya, aslında kendi dillerini İngilizce karşısında korumaya çalışıyorlar.
Bizler nasıl ki İngilizcenin tüm dünyada günlük konuşma dili olmaması gerektiğini düşünüyorsak, Türkçe´nin kaybolmaması için çalışıyorsak ve çalışmalıysak, Lazca için de çalışmalayız. Anadolu daha farklı dillerin konuşulduğu bir yer olduğu sürece daha yaşanılır olacaktır.
Dedelerimizden Kurtuluş Savaşı´nı dinleyerek büyüdük. Ülkeyi kurtarmak için dilleri farklı olsa da insanlar bir araya gelmişler ve ortak savaşmışlardı. O orduların çok dili vardı ama sonuçta tektiler. Farklı dillerinin olması bu ülke için savaşmalarına engel değildi. Bugün de farklı dillerimizin olması birlikte olmamız için bir engel değil.
Özetle, Anadolu güzel bir mozayik. Bu mozayiğin de güzelliklerle sürmesini istiyoruz."
(Arka Kapak) |