Kitap Tanıtımı |
Lucio Gutierrezin Ekvadordaki seçim zaferi, Brezilyada Ignacio (Lula) da Silvanın devlet başkanlığına seçilmesi ve Hugo Chavezin Bolivarcı devrim deklarasyonunun etrafını saran türden bir iyimserlik, yeni bir yön ve alternatif politika beklentisi ile aynı şekilde karşılandı. Gutierrezin iktidara gelmesi bu ülkenin 500 yüzyıldır özgürlük mücadelesi (baskı ve sömürüden kurtulmak için verdikleri mücadele) veren yerli halkı ve demokrasi (ulusal politikaların ve ülke siyasetinin belirlenmesine katılım) açısından büyük bir siyasi kazanım olarak görüldü. Bolivyada, bir koka üreticisi köylüler örgütü olan Cocalerosun lideri Evo Morales, 2002 yılındaki başkanlık seçimlerini Sosyalizme Doğru Hareketin adayı olarak kıl payı kaybetti. Bu gelişme solda, Latin Amerika siyasetinde yeni bir dönemin başlayacağına dair umutları canlandırdı. Arjantinde Nestor Kirchnerin, ekonomik ve siyasi bir krizin ardından, devlet başkanlığına seçilmesi bile ulusal politikalarda kökten değişimler yaşanacağı -en azından serbest piyasacı kapitalist kalkınma ve küreselleşme ile ilgi politikalarda- türünden benzer umutların ve beklentilerin yeşermesine neden oldu. Yukarıda sözü edilen her durumda ve toplu olarak bakıldığında, bu bölgenin bazı büyük ülkelerinde yaşanan siyasi gelişmeler solda büyük oranda hem neoliberalizmin inişe geçişinin hem de ABDnin bölge ekonomisine yön verme gücünü yitirmesinin işareti olarak görülüyor, ayrıca sol söz konusu gelişmelerin dış-politikada Amerikan karşıtı bir eksen oluşturan, ulusal kalkınma konusunda alternatif halkçı bir yönelime sahip yeni bir ilerici rejimler dalgasını temsil ettiğini düşünüyor.
Arjantin, Bolivya, Brezilya, Ekvadorda ve bölgenin başka yerlerindeki bu politik gelişmelerden birkaç yıl sonra ya da bu süre içinde, bu kitapta ele alınan temel bir dizi sorun açığa çıktı. Bunlar arasında: Solun bölgedeki ilerici değişime ilişkin beklentileri ne kadar gerçekçi, ne kadar gerçekçiydi? Brezilyada Lulanın, Arjantinde Kirchnerin, Ekvadorda Gutierrezin ve Bolivyada Moralesin iktidara çıkışının ya da çıkış yolunun politik önemi nedir? Politik iktidar mücadelesiyle ilgili sandıksal politikanın dinamikleri nelerdir? Bu dinamikler, toplumsal hareketlerce tercih edilen kitle seferberliği strateji ve taktikleri ile nasıl bir ilişki içindedir? Her iki politik yolunun avantajları ve sınırları nelerdir? Toplumsal hareketler ve devlet arasındaki ilişkinin dinamikleri nelerdir? Bu ilişkinin teorik ve politik içeriği nedir? |