Kitap Tanıtımı |
Tarihsel süreç içerisinde devlet ve demokrasinin kurulması, önce dinseli kamusaldan, sonra kamusalı özelden ayırarak gerçekleştirmiştir. Laiklik, Roma Hıristiyan Kültürü bağlamında, dünyevi olanın ruhani olandan ayrılmasını gerçekleştirmek için başlayan ve yavaş yavaş oluşan değerler sistemidir. İlahi yasa ve beşeri yasa ayrımının kökenleri 13. yüzyıla uzanmakta ise de, laik devlet ifadesini, 18. yüzyılda Aydınlanma felsefesi siyasal düşüncesiyle özdeşleşen aklın ilerlemesinde bulur. Demokrasi; eşitlik, saydamlık ve özgürlük gibi belli sayıda değer üzerinde kurulu siyasal bir bütündür.
Laik toplum düzeni, bütün din ve inançtan insanların eşit koşullarla aynı kurallara uymak durumunda bulundukları, hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanımayan bir toplum düzenidir.
Demokrasi, "farklı olma hakkı"na dayanır. bu hak, özgürlüğün temel kuralıdır.
Ahlak olarak etik, devlet otoritesi dışında diğer her tür güce ve yurttaşlara bağlılığı reddeder, yükümlülük sadece doğrudan insan tarafından konulmuş yasalardan kaynaklanır.
Laiklik, sürekli bir demokratikleşme yöntemi olabilir. Günümüzde laiklik, belli ülkeler ve mekanlarla sınırlı bir kavram olmayıp, farklı dinler için farklı kıtalarda gerçekleşen ve çeşitlenen bir süreçtir. "Laiklik ve Demokrasi" toplantısı, Afrika, Asya ve Avrupa´dan, felsefeci, siyaset bilimci ve hukukçuları bir araya getirerek, konunun birey, toplum ve devlet ilişkisi bağlamında çok yönlü irdelenmesiyle bu önemli yapıtın ortaya çıkmasını sağlamıştır. |