Kitap Tanıtımı |
Günlük hayatımızda farkında bile olmadan sürekli yemekleri konuşuyoruz Yeme-içme kültürüne dair kavramlar bir yandan gündelik konuşma dilinin önemli bir boyutunu oluşturuyor, bir yandan da edebi tanımla-rın ve edebiyat metinlerinin ilham kaynağı oluyor.
Yiyecek isimlerinin bir benzetme, deyim veya ata-sözü içerisinde kullanılması neredeyse tüm dünya dilleri için olduğu gibi Türkçe için de geçerli; dilimiz yeme-içme kültürüne dayanan benzetmeler, tanımlar,
göndermelerle dolu. Sık sık derdimizi anlatmak veya bir şeyleri tanımlamak için yemek malzemelerini, gıda ürünlerini ve farklı lezzetleri yardıma çağırıyoruz; hatta sık sık yiyeceklerin isimlerini kullanarak küfür ediyo-ruz. Sevgimizi, aşkımızı, isteklerimizi, yakınmalarımızı, iyi bildiklerimizi çoğu zaman bir yemek terimiyle sem-bolize edilmiş şekilde ifade ediyoruz. Dolayısıyla gün-delik dilimizde yeme-içme dünyasına ait malzeme ve
kavramlarından birsinin içinde yer aldığı çok sayıda atasözü, deyim, benzetme, terim, özdeyiş var.
İşte bu kitap bunları bir araya getiriyor. Yalnızca bu kadar da değil; tekerleme, mani, bil-mece, türkü gibi halk edebiyatı ürünlerindeki yiyecek
içecek imgesi bolluğunu ve ismini yemek kavramla-rının birisinden alan edebiyat eserlerini okura sunu-yor. Söz konusu yiyeceklerin bazılarıyla ilgili ilgi çeki-ci bilgileri aktarıyor ve hatta yer yer tarifler de veriyor.
Tüm bunları yaparken, okuru gülümsetmeyi de ihmal etmiyor.
Kitap, yeme-içme ile uzaktan ve yakından ilgili her türlü madde ve kavramın ne denli yaşantımızın ortasında olduğunun eğlenceli bir kanıtı. Bu gerçek,
en az yeme-içme kavramının kendisi ve yiyecek malzemelerinin lezzeti kadar çarpıcı değil mi? |