Kitap Tanıtımı |
Utandım kendimden. Ne ara gaddar sorumsuz bir adam olmuştum? Oysa içimde iki Ekrem vardı, birisi kaybettiği yıllarına hayıflanan Ekrem, diğeri kendinden önce herkesi düşünmek isteyen Ekrem... İkisi de çatışıp duruyor birbiriyle. İkisi de hınçlı, ikisi de yorgun... Orta noktası yok mu bu hayatın?
Nihayet Mücella'yla Bodrumun lacivert sularındaydık. Olmuyordu, eksikti... Yarımdı hatta eğretiydi. Tükenmiş bir adam ve kaybettiği gençliğini arayan bir kadın... Yamalar birleşse bile eski hisler kaybolmuştu. Vaktinde güzel olan tüm duygular eskimişti. Denizin duldasına sığınmış küskün bedenlerimiz boşuna çırpınıyordu. Birbirimize zulmetmenin anlamı yoktu.
Hayatına kaç tane kadın girerse girsin, yerini kimsenin dolduramayacağı yosun kokulu deniz, saçlarını bugün taramayı unutmuş, savrulan dalgalarla saçlarını dağıtıp sevgilisini kollarına alacak az sonra. Sevinçlerin sessizliğe sürüklenişine şahit olan balıklar çoğulcu yalnızlıklarıyla ayin düzenleyerek son görevlerini yerini getirecekler. |