Kitap Tanıtımı |
Karanlık, bomboş, rüyasız bir uyku. Saatler geçti böylece. Ta ki kutsal Tiber Nehri'nin, kenarındaki salkım söğütleri yalayarak büyük bir gürültüyle aktığını görene dek. Sakalları göbeğine dek uzamış Ortodoks papazı, sudan avuç avuç alıp, yeni evli bir çifte içiriyordu. Dehşet içinde kaldı. Bembeyaz gelinliği içindeki genç kızın ayakları yoktu.Sizlerin gördüğü Tahir sanaldı. Gerçeği ise kentin varoşlarına giden kalabalık otobüslerde seyahat ediyordu. Cinsel açlıklarını nasıl gidereceğini bilmeyen, çaresiz ve yoksul proleterlerin kucaklarında buluyordu mutluluğu.Dedem odasındaydı. Gülümseyerek baktı. Hiç kimse yoktu. Bu kadar insan nereye kaybolmuştu peki?'Calehuj kagö, işte merak ettiğin şey oldu. Ben öldüm'Birkaç dakika evvel gazoz verdiği futbolcular, onu 'Ne parası oğlum, senin başka işin mi yok' diye kovaladılar. Bazıları soyunurken yakalanmanın kızgınlığıyla erkeklik organlarını sallayarak 'Bunu al, bunu' diye bağırıyordu.Birlikte okuduk hayatımızı; İncil'den, Tevrat'tan, Kur'an'dan ve Manifesto'dan... Biz hep kaybettik... Bir tek seni kazanmıştık oysa.Sayfa Sayısı: 118Baskı Yılı: 2000Dili: TürkçeYayınevi: Chiviyazıları Yayınevi) |