Kitap Tanıtımı |
Meliha sekiz yaşında, beyaz minik çiçekli, açık mavi bir elbisesi var…Meliha ortaokulda, en çok resim dersini seviyor…Meliha lisede, tiyatro grubuna katılıyor, yepyeni dünyalara açılıyor…Meliha üniversitede, Meliha işe girdi, evlendi; Meliha’nın bir kızı var… Meliha dünyanın, Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşayan bir çocuk-kadın. Bir ömür boyu yalnız bırakılmış çocuklardan sadece biri ve büyük bir sırrı var. Babası “Sakın kimseye söyleme” demiş. Meliha, onu korumayan annesini korumak için susmuş yıllarca. Onu korumayan “kutsal” ailesini korumak için susmuş; onu koruması gereken toplum ve devlet yaşadıklarını duymak bile istemediği için susmuş. Biliyordum insanların bu konuyu ne kadar zorlanarak dinlediklerini. Duymak istemediklerini, duymadıklarını. Çok söyleyen oldu “Farz et bunu bana anlatmadın.” Üstelik insanlara söylediğim en fazla iki cümleydi. “Çocukken tecavüze uğradım.” “Yapan babamdı.” Ben artık bu iki cümleyle sınırlandırılmak, duyulmamakla susturulmak istemiyordum. Sessizlik bir tecritti. Bir zamanlar birilerini korumak için susan, anlattığındaysa sessizlikle boğulan Meliha, şimdi başka çocukları korumak için konuşuyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |