Kitap Tanıtımı |
Eskinin simyacılarının metalleri imbikten geçirmek suretiyle arıtıp damıtmaya ve böylelikle bütün metallerin olmak için çabaladıkları şeye oluş süreçlerini kısaltmaya çalışırken ince bir sanat ve yüksek bir maharetle sürdürdükleri uğraş aslında insanın olgunlaşma ve gerçekleşme sürecine de ışık tutar. Onlar içyapıları bir dengeye varmadığı için kendisine her şeyin bulaşmasına geçit veren kararsız metalleri, dolayısıyla gerektiği gibi nefis tezkiyesi yapmadığından ötürü, kendisine her türlü kötülüğün, habisliğin kolaylıkla sirayet edebileceği ham insanı, altın gibi kusursuz metale, yani bir ölçü ve denge insanı olan ?kâmil insan"a çevirmenin arayışı içindeydiler.
İnsanın zayıflık ve kusurlarından arınarak aşkla sabırla olgunlaşmanın geçitlerini aradığı bu çileli ve meşakkatli yolculuğunda ele alınması gereken ölçek budur ve daha küçüğü veya daha darı sağaltacağına, onaracağına kaçınılmaz olarak bozacak, ifsat edecektir. İnsanın içinde barındırdığı birbirine zıt eğilimleri hesaba katmadan, hangisinin hangi tarafa ve ne maksatla çektiğine kafa yormadan, bu zor işi laf kalabalığına boğarak ?yönetmeye" kalkan zamane safsatacıları bu cümledendir. Onlar önlerine çıkan her şeyi izahı derinlerde yatan tuhaf yönetme takıntısıyla ?yönetilecek" şey olarak görür ve bir neuro-linguistic programming önererek hep olduğu gibi işi burada da kolaycılığa vururlar.
Kitap, sunuş yazılarıyla bu nevi safsataların arkasında yatan kafa yapısını bütün çıplaklığıyla teşhir ediyor ve bu minvalde bilhassa ?pazarlamacı zihniyet"e keskin eleştiriler yöneltiyor. |