Kitap Tanıtımı |
-Bölününce ırk olursun artık, millet değilsindir. Tartışır durursun Arnavutların kökeni mi daha eski, Slavların mı, Türklerin mi, yoksa Kürtlerin mi diye? Elbette asla cevabını bulamazsın.
-Köprü koyarlar arana ama köprüyü koymadan önce duvar örerler. Büyük, kalın duvarlar, göremeyesin diye ayrı düştüklerini bir daha...
-Eskiden tuttuğun takımı tutamazsın mesela. Çünkü "öbür tarafta" kalmıştır o takım... "Öbür tarafın" takımını tutarsan, maazallah, ırkına ihanetle suçlanırsın.
-Yemeklerini bile izlemeye alırlar. Mesela "öbür tarafta" kalanlardan birinin lokantasına gidersen yandı gülüm keten helva. Hurma bile yesen, domuz derler yediğine.
-Taksiye bindiğinde dikiz aynasına bakarsın. İşaret ararsın, şoför hangi taraftan diye...
-Tokat yersin mesela durup dururken otobüste. Kin biriktirirsin, "kendi tarafına" geçip sen de "karşı taraftan" birine tokat atmak için.
-En önemlisi dostlar; parçalanmaya karşı çıkarsan seni ırkçılıkla suçlarlar. Oysa mikro milliyetçilikle ırkçılıkları, parçalayanlar yaratırlar. |