Kitap Tanıtımı |
Kur´ân, iman esaslarının hiçbirinde, insandan gözü kapalı bir tasdik istemez. Bilakis, hareketlerine tesir eden unsurlarını intibaha getirip, kuvvetli delillerle onu ikna eder.
Allah´ın varlığını ve birliğini şu müşahhas delillerle ispatlar: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe ha?" "Eğer yerde ve gökte Allah´tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de (yer de gök de) bozulup gitmişti."
Âhiret inancını, temsîlî kıyasla ispatlar. Temsîlî kıyasın öyle bir nev´i vardır ki, mantığın yakînî bürhanından daha kuvvetlidir: "Allah´ın rahmetinin eserlerine bak ki nasıl yeri ölümden sonra diriltiyor? Şüphe yok ki, O, ölüleri de diriltir. O her şeye kadirdir."
Kur´ân´ın hakkaniyetini kuvvetli bir aklî delille ispatlar: "Kur´ân´ı düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah´tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı onda birbirini tutmaz çok şeyler bulurlardı."
O halde, Ebedî İlâhî mesajın kısa sürede üç kıtaya yayılıp, daha sonra dünyanın dört bir yanına ulaşması, bazılarının iddia ettiği gibi "kılıç zoru" ile değil, Kur´ân´ın bu ikna kuvvveti ile olmuştur. "Medenîlere galebe ikna iledir, icbâr ile değil.." |