Kitap Tanıtımı |
ey ömrün şu kısacık vaktinde kaleme-kelama sığmayan ey içimde bir kağıt parçası gibi tutuşup yanan senin ateşinin sırrında bu kadar İbrahim olmuşken canım, kazasız-belasız ve dahi sessiz-sedasız bir şekilde bildiğim kelimelerle seni anlatmak çok zor, biliyorum. her şeyini göze aldığım varlığının hikayesinde cümlelerim bitiyor ve yüzünün yıldızlı göğüne bakmak için başımı kaldırdığımda, tane-tane zikrine düşmüş bir iki mısra söz kalıyorum senden geriye... toprak şahit olsun, taş şahit olsun, hava şahit olsun, su şahit olsun ki, bu böyle hani diyorum hazır, canım, cismim, ruhum bin kere düşmüşken gönül hizana, gel ne olur, kalbinde gözüm var ey en güzelden daha güzel, Allah biliyor ya, belki de şimdi oralarda yüzünün o berrak derinliğini okyanus sanıp yüzen kırmızı benekli balıklarda var... kim bilir. (Tanıtım Bülteninden) ) |