Kitap Tanıtımı |
Kriz kendi içinde çözümü barındırır. Yabancılaşmayı beraberinde taşıyan her olay, olgu ve durum krizin habercisidirler. Kendi otantik doğasının dışına yönelik her hamle yabancılaşmayı ve beraberinde krizi tetikler. Mevcut kültürler ideolojik bir yapıya büründüğü andan itibaren krizin varlığına delil olurlar. İdeoloji, süreklileşen bir çatışmayı beraberinde taşır. Bu yüzden ideolojinin olumlu yanından çok olumsuz boyutu daha çok gündeme taşınmalıdır. Türkiye'de ideolojik, siyasi ve sosyolojik krizin nedeni bizzat modernleşme süreci ile birebir ilişkilidir. Bu yüzden modernleşme sürecinin oluşturduğu krizi doğru algılamak ve sorunu tam tespit etmek için krizi beslediği düşünülen yapısal ve düşünsel zeminlerini doğru teşhis etmek önemlidir. Türkiye, cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte kriz oluşumunu beraberinde taşımıştır. Yabancı bir kültür ve düşünce ile birliktelik sürekli kriz alanları oluşturmaktadır. Bu konuda çözüm olarak önerilen düşüncelerin ideolojik karaktere bürünmesi de krizi derinleştirmeye yaramıştır. Hiçbir ideoloji kriz alanından beri olamamıştır. Bu temel gerçeği dikkate alarak entelektüel bir atılıma olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla kendisini dayatmaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |