Kitap Tanıtımı |
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren küreselleşme ve teknolojinin baş döndürücü gelişimi ve hızla yayılması paradigmaları değiştirdi. Dünyada bir suç endüstrisi oluştu.
Küreselleşme, ülkeler arasındaki fiziki sınırların ortadan kalkması ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler uluslararası nitelikteki suçların artmasına neden olmuştur. Birleşmiş Milletler e göre, uluslararası suç örgütlerinin salt yasadışı faaliyetlerinden sağladıkları yıllık dünya geliri 1 trilyon dolardır. Sınır aşan organize suçluluk; devletlerin, bölgesel ve çok uluslu yapılanmaların güvenlik ajandalarında ilk sıralardadır.
Artık yüzyıllar kendine özgü özellikleriyle öne çıkmaktadır: 19. yüzyıl sömürgecilik, 20. yüzyıl Soğuk Savaş, 21. yüzyıl ise; ulus ötesi örgütlü suçlarla anılmaktadır. Organize suç örgütleri gelir getirici her türlü suçu işlemektedirler. Bazıları belli suç alanlarında yoğunlaşırken, bazıları ise, birçok alanda faaliyet göstermektedirler.
Organize suç örgütlerinin bilişim teknolojilerini kullanmaları, faaliyetlerini küresel boyuta taşımıştır. Organize suç grupları böylelikle devletlerin gizli bilgilerine ulaşabilmekte ve yasal iş alanlarının etkin bir biçimde faaliyet göstermelerini engelleyebilmektedir. Organize suç örgütleri, kendi aralarında kolaylıkla haberleşebilmektedir. Bu örgütler, özellikle internet aracılığıyla elektronik ticaret ve elektronik bankacılık sayesinde dolandırıcılık, karapara aklama, fikri mülkiyet hakları, pornografi, insan ticareti ve kaçakçılığı suçları başta olmak üzere her türlü suç için elverişli bir zemine sahiptirler.
Dünyanın en büyük küresel şirketlerinin ciroları, organize suç örgütlerinin cirolarından daha azdır. Örneğin Rusya İçişleri Bakanlığı nın verilerine göre sadece Rusya da özel sektörün yüzde 40 ı, kamu sektörünün yüzde 60 ı ve bankacılık sektörünün yüzde 50 ila yüzde 85 arasındaki bir kısmının Rus mafyası tarafından kontrol edildiğine ilişkin veriler bu tezi doğrular niteliktedir. Triadlar olarak bilinen Çin organize suç gruplarının ise, yıllık bazda yasadışı göçten 3. 2 milyar dolar, silah kaçakçılığından 3 milyar dolar, çalıntı araç ve elektronik eşya kaçakçılığından 4 milyar dolar ile uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığından 200 milyar dolar gelir elde ettikleri tahmin edilmektedir.
Uluslararası suç örgütleri, maddi güçleri ile devletleri ve uluslararası yeni yapıyı tehdit etmektedir.
Kriminoloji Dergisi bu sayıda Suç nedir, nasıl oluşur, suçluların yakalanması, yargılanması ve cezaevlerinin suçluları ıslah edip etmedikleri idari, güvenlik, psikolojik ve sosyolojik olarak analiz edilmesi gerekir.
Organize suç örgütlerinin küreselleşmesinin Türkiye ye yansımaları incelenmeyi gerektiren konuların başında gelmektedir. Kayıtlı suç istatistikleri ile birlikte Cumhuriyet savcılıklarına gelen dosya sayısı, Türkiye de suçun boyutlarını ortaya koymaktadır. Örneğin, 2000 yılında 1 777 083 iken, 2004 yılında 2 300 954, 2008 yılında ise, 5 443 037 dir.
Bu sayıda;
Hasan Aykın, organize suç ve terör örgütlerinin, başta uyuşturucu ticareti olmak üzere pek çok yasadışı faaliyetlerinden elde ettiği fonları mercek altına almaktadır. Bu suç gelirleri ile mücadeleyi mali istihbarat birimleri yürütmektedir. Aykın makalesinde, şüpheli işlem bildirimi, diğer bildirim ve mali bilgileri alan, analiz eden ve ulaştığı analiz sonuçlarını yetkili otoritelere dağıtan ulusal merkezi birim olan mali istihbarat birimlerini tanımlamaktadır. Makalede bu birimin temel fonksiyonları ve türleri analiz edilmektedir. Ayrıca, Türkiye deki mali istihbarat birimi olan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tanıtılmaktadır.
Osman Dolu, suçun oluşum mekanizmasına ilişkin daha bütüncül bir model ortaya koyarak, Rutin Aktiviteler Teorisi ni analiz etmektedir. Makalede, suçun üç faktörün bir arada bulunması durumunda meydana geldiği incelenmektedir. Bunlar; motive olmuş suçlu; uygun hedef ve koruyucuların yokluğudur. Dolu, makalesine suç fırsatlarının insanların günlük rutin faaliyetlerinde meydana gelen değişikliklere bağlı olarak nasıl değiştiğini anlatmaktadır.
Süleyman Aydın ise makalesinde, Türkiye de yolsuzlukla mücadele sürecinde kurumsal altyapıyı incelemektedir. Başta Sayıştay, Devlet Denetleme Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile teftiş kurullarından oluşan bu yapının Ceza Muhakemesi Kanunu na olan dayanağını ve soruşturma prosedürünü analiz etmaktadir. Makalede yolsuzlukla mücadele enstrümanları da irdelenmektedir.
Mehmet Arıcan, Türk Ceza Kanunu nunda ilk kez düzenlenen -soykırım suçu-nu incelemektedir. Makalede -suçların suçu- olarak kabul edilen ve insanlık tarihinde birçok trajedinin yaşanmasına yol açan bu suçun uluslararası mevzuat yanında, iç hukukun da bir parçası haline getirilmesinin pratik faydaları tartışılmaktadır.
Folami Olakunle Michael makalesinde, Nijerya cezaevlerinin problemleri ve çözüm yollarına yönelik niteliksel bir çalışmayı okuyucularımızın dikkatine sunmaktadır. Makalede cezaevlerinde 1200 denek ile anket yapan Michael, hapishanelerdeki şartların yetkili birimler ve özel sektörün işbirliği ile çözülebileceğini vurgulamaktadır.
İ. Dinçer Güneş, -suç-, -sapma- ve -sapkın davranışlar- üzerinde literatürde bulunan farklı perspektifleri tartışmaya açmaktadır. Makalede sapma konusundaki tanımlar üzerindeki başlıca yaklaşımlardan olan kültürel, normatif, çatışmacı ve yorumcu perspektiflerin sapmaya ilişkin tanımlar incelenmektedir.
Habib Özdemir, 1994 yılında New York Polis Teşkilatı Müdürü William J. Bratton tarafından bulunan ve suçla mücadelede düzensiz ve nezaketsiz davranışlara karşı sert yaklaşımlar öneren bir polis yönetim modeli olan Compstat ı tanıtmaktadır. Compstat polis teşkilatı özellikle orta kademe yöneticilerini desteklemek amacıyla suçla ilgili verileri toplamada, depolamada ve analiz etmede bilgi teknolojilerini kullanır. Compstat kullanılmaya başladığından bu yana New York şehrinde suç oranlarında önemli oranda düşme görülmüştür.
Kriminoloji Dergisi yılda iki kez çıkan hakemli bir dergidir. Türkiye ve diğer ülkelerde kriminoloji alanında yapılan kuramsal ve uygulamalı akademik çalışmaları yayınlamaktadır. Yazı dili, esas itibariyle, Türkçe dir.
... |