Kitap Tanıtımı |
Küreselleşmenin yükselen trendi ile birlikte güvenlik açısından yeni olgular ortaya çıkmıştır. Bunlar, suç ve suçlu kavramlarının tanımlarında yaşanan değişmeler, suç gruplarının ulusal sınırları tanımayan bir nitelik taşımaya başlaması ve bunun sonucu ülkelerin, bölgesel ve küresel anlamda suç ve suçlulara karşı etkin işbirliğine girmelerinin bir zorunluluk olarak kendini göstermesidir.
Şüphesiz çağımızda ülkelerin güvenlik stratejilerini belirlemelerinde en önemli paradigmalar arasında küreselleşmeyle birlikte karakterize olan sınıraşan suçlar ve bu bağlamda karapara ve karaparanın aklanması, uyuşturucu ve psikotrop madde kaçaklılığı, organ ve doku kaçakçılığı, silah ve mühimmat kaçakçılığı ile yasadışı göç ve insan kaçaklığı gibi sınıraşan mali suçlar bulunmaktadır.
Son zamanlarda oldukça artan ve dikkat çeken uluslararası suçlar mevcuttur. Bunlar; Çalıntı Eşyaların Yasadışı Ticareti, Nükleer Madde Ticareti, Cinsel İstismar, Korsan Ürün, Çevre Suçları, Korsanlık, Counter Feiting. Bu suçların insanlığı ve ülkelerin ekonomik güvenliğinin tehdit ettiği açıktır.
Organize suçun küreselleşme ile birlikte aldığı yeni tanımı literatüre sınıraşan organize suç -transnational organized crime şeklinde geçmiştir. Sınıraşan Organize Suçlarla Mücadele Konvansiyonu, organize suçluluğu; üç veya daha fazla insanın, doğrudan veya dolaylı bir biçimde maddi veya başka bir menfaat elde etmek maksadıyla bir veya daha fazla suç işlemek için bir araya gelmesi ve belli bir süre faaliyetlerine devam etmesi sonucu oluşturduğu grup olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla sınıraşan organize suçluluk da, böyle bir yapılanmanın birden fazla ülkenin kanunlarını ihlal etmesi olarak algılanabilir.
Sınıraşan organize suçluluk; devletlerin, bölgesel ve çok uluslu yapılanmaların güvenlik ajandalarında ilk sıralara yerleşmiş bulunmaktadır. Güvenlik ile ilgili çalışma belgelerinin öncelikli konusu haline gelen sınıraşan suçluluk, demokratik rejimler karşısında en önemli tehdit olarak algılanmakta özellikle gelişmekte olan ve geçiş süreci yaşayan ülkelerde daha büyük bir sorun haline gelmektedir.
Birleşmiş Milletlere göre, uluslararası suç örgütlerinin salt yasadışı faaliyetlerinden sağladıkları yıllık dünya geliri 1 trilyon dolardır. Yolsuzluğun küreselleşmesi yeni bir yaygınlaşma eğiliminin olduğu kadar bir nitelik değişiminin de belirtisidir. Geçen zaman içinde bu miktarın artmasını tahmin etmek güç değildir.
Bu sayıda;
Dr. Murat SEVER ve Dr. Hüseyin CİNOĞLU -Aykırı Kriminologa Aykırı Bir Bakış: Cesare Lombroso (1835-1909)- adlı makalelerinde, her ne kadar çoğu teorisi yanlışlanmış olsa bile, Lomroso nun Kriminoloji biliminin ayrı bir disiplin olarak kurulmasında etkileri incelemiştir. Bu makalede Lombroso nun sadece suç ve suçlu davranışı açıklamadaki görüşleri değil, onun aynı zamanda popüler kültürümüze etkisi de incelemiştir.
Cüneyt Gürer, Hollanda Uyuşturucuyla Mücadele Politikasının Oluşumuna Etki Eden Nedenler isimli makalesinde, uyuşturucu politikası konusunda dünyadaki bir çok ülkeden önemli farklılıklar gösteren Hollanda politikasının oluşum sürecine tarihi açıdan bakarak bu farklılığın altında yatan nedenleri anlatmaktadır.
Hanifi Sever ve Tomurcuk Harbigil, Yeni Dünya Düzeninde Modern Bir Kölelik: İnsan Ticareti isimli makalelerinde; insan ticaretinin geçmişi ve bugünü ile modern köleliğe dönüşmesi vurgulanarak, dünyada insan ticaretinin boyutları, çeşitleri ve ülkemizdeki kanuni düzenlemelerin getirdiği yeniliklere rağmen sistemde yaşanmakta olan boşlukları analiz etmektedirler.
İsa Can, Yolsuzlukla Mücadelede Bağımsız Kurumlar Modeli: Hong Kong Uygulaması ve Başarısı isimli makalesinde yolsuzlukla mücadelede başarılı olan Hong Kong ICAC modelini detaylarıyla analiz etmektedir.
Elizabeth Fiorentino The Trade of Iraqi Antiquities Before and After the Iraq War isimli makalesinde, Irak taki eski eserlerin ülke dışına kaçırılmasından bahsetmektedir. Türkiye, Avrupa pazarlarına kaçırılan eski eserler için bir geçiş ülkesi konumunda olmuştur ve Türk Hükümeti bu geçiş durumuyla ilgili müdahalelerde bulunmuştur.
Summer Britford, The Illicit Trade in Human Organs: International Practice of Kidney Organ Donation isimli makalesinde, özellikle yasal yollarla organları elde edemeyen zenginlere yönelik olarak gerçekleştirilen organ ticaretinden bahsetmektedir. Analizinde, Türkiye nin de bu ticaretin gerçekleştiği yerlerden biri olduğu, bununla beraber Türk hükümetinin bu faaliyeti kontrol altına almaya yönelik çaba gösterdiği belirtilmektedir.
Joseph Kafchinski, Trade-Based Money Laundering Vulnerabilities of the Global Trading System, Its Exploitation by Criminals, And What is Being Done isimli makalesinde, Orta Doğu nun önemli sorunlarından olan, ancak şu ana kadar politikacılar veya yasaların üzerine yeterince gitmediği ticaret tabanlı kara para aklamadan bahsetmektedir. Kafchinski, kara para aklamanın yarattığı problemlerin altını çizmekte, ve bu karmaşık olguyu anlaşılır hale getirmektedir.
Dr. Sözer kısmen eski fakat original bir çalışma olan ve Türkçe ye -Dijital Muhteşemlikte Suç: Hekırlar- olarak tercüme edebileceğimiz -Hackers: Crime in the Digital Sublime- adlı kitabı incelemiştir. Kitabın yazarı siber suçları yakın geleceğin en önemli güvenlik problemlerinden biri olarak görmektedir. Kitap, bilgisayar endüstrisi ve bilgisayar yeraltı dünyası arasındaki çekişme üzerine yoğunlaşarak hekleme (hacking) olgusunun resmetmeye çalışmaktadır. Dr. Sözer, kitaba eleştirel bir gözle bakarak düşüncelerini okuyucu ile paylaşmaktadır. Dr. Sözer bu çalışmasında, araştırmaya dayanan bu kitabın güçlü ve zayıf yönlerini özetlemektedir.
Dergimizin bu sayısında suçların küreselleşmesi ve sınıraşan bir konuma gelmesine örnek makaleler yer almaktadır. Okuyucular ve ülkemizde bu suçlarla mücadele eden birimlerin bilgi ve görüşlerine saygıyla arz ederim. |