Kriminalistik Olay Yeri İnceleme Türkiye'nin Ekonomik Güvenliği
ISBN 9786054144938
Yayınevi Adalet Yayınevi
Yazarlar Süleyman Aydın (author)
Kitap Tanıtımı 2005 yılında kitabın önem ve ihtiyaç sıralamasında 287. sırada olduğu ülkemizde kitap yazmak ve okuyucuya sunmak cesaret isteyen, zahmetli bir atölye çalışması ve hobidir. Ekonomik Güvenlik kitabı farkındalığı sağlamak ve algılamayı kolaylaştırmak amacını taşımaktadır. Bir iktisat hocası öğretim yılı başında sınıfa ilk girişinde öğrencilere Size on dakika içinde ilk iktisat dersini vereceğim. Bu, on dakika içinde yeterli olacak. Geri kalan zamanda yani bütün bir yıl boyunca zenginlerin yazdırdığı müfredatı okuyacağız dedi ve devam etti. Arkadaşlarım, iktisat üçe ayrılır: Ticaret, siyaset ve savaş. Bir milyon dolara kadar para kazanmak isteyenler ticaret, bir milyar dolara kadar para kazanmak isteyenler siyaset, daha çok kazanmak isteyenler savaş yaparlar. Bu bağlamda iki anekdot aktarmakta vardır: Birincisi Immanuel Wallersteina aittir: DünyaSisteminin Türkiyeye biçtiği bir rol vardı. Bu rolün ötesine geçmeye yönelik her hamlesi karşı bir hamle ile bastırılıyor ve öngörülen çizgide kalması sağlanıyordu. Diğeri hegemonik devletlerin çevre ülkelerdeki askeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal faaliyetler yön vermesine örnek teşkil etmektedir: 9 Haziran 2001 tarihinde ABD Başkanı George W. Bush ile Almanya Başbakanı Gerhard Schröder arasındaki görüşmede Bushun toplantı çıkışında Türkiyedeki kriz ile alakalı sarf ettiği söz, krizin anatomisi ile ilgili çok önemli bir ip ucu veriyordu: Schröder ile Türkiyede spekülatif hareketler yapan yabancı sermayenin durdurulması konusunda hemfikiriz. Ülkemizde bir bürokrat veya birimin hazırladığı konseptte yer alan şu ifadeler ürkütücü boyuttadır: Güdümlemeye müsait günlük yaşantıya, ekonomiye ve devlet idaresine karşı etkili olunabilecek kurum ve kuruluşları, basın, bankalar, borsa, haberleşme vb gibi ele geçirmek veya buralarda etkin olmak, saygın araştırma, değerlendirme veya yayın kuruluşlarını değerlendirme, analiz ve notların tetikleyici olarak ekonomik veya siyasi kriz yaratmak, mezhep, tarikat, sivil toplum örgütleri ve aydınları destekleyip güvenirliğini artırarak kendi maksatları için kullan-mak, terörün açıktan lanetlenmesi ancak el altından desteklenmesi, insani değerler, terör ve etnik milliyetçiliğin silah olarak kullanılması. Toplum psikolojisinden istifade eden bir akım yaratmak ve desteklemek, amaç elde edilinceye kadar sürdürmek için her türlü desteği vermek. Oysa biz ilkokul birinci sınıftan itibaren, Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar, Olur mu hiç olur mu kardeş kardeşi vurur mu ? şarkılarını yüksek sesle söylemiştik. Biz geçen yüzyılın ilk çeyreğinde Cumhuriyetin kuruluşunun başlangıcında Demir Maskeli Adam filminde de öne çıkan bir özdeyişle, Birimiz hepimiz, hepimiz birimizdik. 2008 yılında Amerikada başlayan ve küresel bir boyut kazanan kü-resel ekonomik krizinin ortaya çıkardığı durum; küresel veya yerel bazda ekonomik güvenliğin tehlikede olduğunu bir kere daha göstermiştir. Mayıs 2008de başlayan küresel ekonomik krizin etkileri uzun süre devam edeceğe benziyor. Mart 2009 itibariyle ülkelerin açıkladığı kurtarma paketlerinin toplamı 13 trilyon 394 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam, 3, 6 trilyon doların kaybedildiği İkinci Dünya Savaşındaki kaybın yaklaşık 4 katıdır. Toplam 5 trilyon dolarlık destek paketi açıklanmasına rağmen Amerikan ekonomisi son üç ayda yüzde 3, 8 küçüldü ve son 25 yılın rekorunu kırdı. Çin, 668 milyar dolarlık destek paketi açıklamasına rağmen 20 milyon kişi işini kaybetti. Amerikan hükümetinin 150 milyar dolar destek verdiği sigortacılık devi AIG, 99, 3 milyar dolarlık zarara uğramıştır. Dünyanın en zengin ekonomileri arasında yer alan Rusyada Şubat 2009da 300 bin kişi işini kaybetti. ABde ise yıl sonuna kadar 3, 5 milyon kişinin işini kaybetmesi öngörülmektedir. Macaristanda sadece son üç ayda 100 bin kişi işinden oldu. ABD li Citigroup, tek seferde 52 bin kişiyi işten çıkardı. Uluslararası Çalışma Örgütü -ILO- yıl sonuna kadar 20 milyon kişinin daha işini kaybedeceği tahmininde bulunuyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu -BDDK- verilerine göre 23 Şubat 2009 itibarıyla tüm dünyada yaşanan kayıplar 1 trilyon 114 milyar doları aştı. Uluslararası Para Fonu -IMF- ise, zararın 2 trilyon doları aşacağını tahmin ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu -TÜİK- verilerine göre; 2009 başında Türkiyedeki toplam işsiz sayısı 2 milyon 995 bin kişiyi bulurken, işsizlik kasımda yüzde 2, 2 artarak yüzde 15, 3e yükseldi. ABD, Almanya, Avustralya, G. Kore, Kanada gibi ülkeler krizin başladığı günden bugüne kadar merkez bankaları aracılığıyla piyasaya 3, 8 trilyon dolarlık fon verdi. İnsanlığın yeni bir yüzyılda ahlaki donanımlar yerine metaryalist ve kapitalistçe duygular yüklenmesi, alturizm yerine homoekonomicusla özdeşleşmesi, ihtiyaçlarının sınırsızlaşması ve tasarruf yerine alışveriş tapınaklarında aşırı tüketim ritüellerinde bulunması, insanın sonsuz ihtiyaçlarını kıt kaynaklarla nasıl gidereceğini, siyasi ve ekonomik sistemlerin yeniden sorgulanmasına yol açmıştır.