Kitap Tanıtımı |
Berbat bir gündü. İşyerinde geçti. Yarım saat maske taktım, boğulacaktım. Rahat nefes alamamak ne kötü şey! Herkes herkesten kaçıyor. Sosyal mesafeyi koruyabilmek dünyanın en zor işi. Virüs havada günlerce durup çoğalabiliyor. Öyle kötü ve tedirgin edici bir hava var ki her taraftan virüs, korona yağıyor sanki. Bazen nefes almaya korkuyorum onun için. İnsanlarla tokalaşmayalı üç hafta oldu. Topluluklar içine girmeyeli yine öyle. Soner Yalçın’ın yazısını okudum, her şeyin bir komplo olduğunu söylüyor açık açık. Yıldıray Oğur aynı minvalde bir yazı kaleme almış. Onun yazısı daha karmaşık, daha kafa karıştırıcı. Neler olup bittiğini dünyanın en tepe noktasındaki mağrur yöneticiler dahil kimse bilmiyor. Yaşananları ancak bu günler geçince anlayacağız. Eğer hayatta kalırsak ve yeterince bizlere doğru anlatılabilse. Algılar daima gerçeklerden daha gerçek. Tarih boyunca her zaman algılar gerçeklerin önüne geçmiş. Bize öğretilen tarih gerçek tarih mi yoksa gerçek kabul edilen tarih mi, bilmiyoruz. (Tanıtım Bülteninden) ) |