Kitap Tanıtımı |
Hayatı hızlı ve kısa kelimelerle yaşayan, günlük 200 kelime dağarcığı
ile hayatını devam ettirmeye çalışan insanları düşünürsek; yazmak,
hele de bir kitap yazmak, hiç de kolay bir iş değil. Teknolojinin
hayatımıza girmesi ile duygulardan yoksun bir Dünya haline
geliyoruz. Aramak, yüz yüze görüşmek yerine mesaj atmak,
sevdiğine mektup yazmak yerine "imojilerle" sevdiğini göstermek,
hangi kelimeleri yan yana getireceğini bilmemek duygularımızın da
körelmesine neden oluyor adeta. Ne acıdır ki, bu da ilişkilerimizde
ilerleyememeye, tıkanıp kalmaya, sorunlarımızı çözmek için
konuşmaktan kaçmaya yol açıyor. Bunlara rağmen duyguları
yaşatmak, okuyucuya yaşatmak, "sevgi"yi kelimelerle devleştirmek
çok ciddi bir çabanın ve özverinin ürünü olsa gerek...
Hızlı tüketen ve hızlı yaşayan toplumların en büyük sorunlarından biri
de "...mış gibi yapılan evlilikler"! Mutluymuş gibi... Seviyormuş gibi...
Günlük yaşantımızda karşılaştığımız ikili ilişkileri, doyumsuz ve mutsuz
evlilikleri ele alan, bir solukta okuyacağınızı düşündüğüm bir kitap...
Ancak sonu o kadar ilginç ve akıllıca kurgulanmış ki, başta sıradan
ikili ilişkiler ele alınıyormuş gibi gelse de, sonunda çok şaşıracaksınız.
Kitabın başında ayrı, sonunda ayrı kazanımlarınızın olacağını
düşünüyorum. Üstelik "Aaaa çok heyecanlı yerinde kaldı..." diye
düşüneceğiniz ve diğer kitapları merakla bekleyeceğiniz bir seri
olacak... Yolu açık olsun.
Özellikle sürprizleri sevenlere, okurken kitaptaki karakterlerle kendini
bütünleştirenlere çok iyi gelecek bir kitap... İyi okumalar...
Dr. Berna Nilgün ÖZGÜRSOY URAN |